Please use this identifier to cite or link to this item:
https://hdl.handle.net/11499/1985
Title: | AR-GE ve inovasyon faaliyetleri ile büyüme ilişkisi | Other Titles: | Growth with r&d and innovation activities | Authors: | Evcim, Nurgül | Advisors: | Muhammet Ensar Yeşilyurt | Keywords: | Beşeri Sermaye Patentler AR-GE Harcamaları Ekonomik Büyüme Mekânsal Ekonometri Mekânsal Panel Veri Modelleri Human Capital Patents R&D Expenditure Innovation Economic Growth Spatial Econometrics Spatial Panel Data Models |
Publisher: | Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü | Abstract: | Neo-klasik Büyüme modeli, teknolojiyi büyümenin bir lokomotifi olarak görmektedir. Fakat teknolojinin kaynağının açıklanmasında yetersiz kalmıştır. Bu sebeple teknolojiyi bilinmeyen kabul edip dışsal olarak ele almıştır. Tüm bu eksikliklerine rağmen Neo-klasik Büyüme Kuramı uzun dönemli büyümeyi açıklayabilmiştir. Buna karşın, MRW (1992) modeli beşeri sermayeyi büyümenin temel değişkeni olarak incelemiştir. Romer (1990) AR-GE’ye dayalı büyüme modelinde ise AR-GE sektörü modele dahil edilmiş ve teknoloji içselleştirilmiştir. Nonneman- Vanhoudt (1996) insan sermayesine ve teknolojik bilgi birikimini modellemeye dahil etmiştir. ?çsel Büyüme modellerine göre fiziksel ve beşeri sermaye yatırımları ve AR-GE sektörü kanalıyla uzun dönemli büyüme etkisi yaratılabilmektedir. Genel olarak teknoloji üretim verimliliğinde artış olarak tanımlanmaktadır ve teknolojik bilgi ülkeler ya da bölgeler arası yayılabilmektedir. Teknoloji transferi ile lider ülkelerden (teknoloji üreten ülkelerden) diğer ülkelere yayılabilmektedir. Doğrudan gözlenemeyen teknolojik bilginin yayılma süreçleri mekânsal ekonometri yöntemleri ve ağırlık matrisleri ile ölçülmeye çalışılmıştır. Bu bağlamda model mekânsal panel ekonometri yöntemleri kullanılarak tahmin edilmiştir. Daha sonra niteliksel ve niceliksel yönlerden test edilmiştir. Sonuç olarak modele dahil edilen mekânsal etkiler ile katsayılar beklentilere uygun ve anlamlı bulunmuştur. The Neo-classical Growth Theory considers technology as a locomotive for economic growth. However, it is not able to explain the source of technology. For this reason, in this theory, technology has been assumed to be an unknown factor and considered as external. Despite all of these shortcomings, Neo-classical Growth Theory has been able to explain long-term growth. In contrast to Neo-classical Growth Theory, the Mankiw-Romer-Weil (MRW), (1992) model human capital as the basic variable of growth. Romer (1990), in the growth model based on R&D, includes the R&D sector in the growth model and technology is seen as endogenous. Nonneman-Vanhoudt (1996) include both human capital and an aaccumulation of technological know-how to build their model. According to the Endogenous Growth Theory, physical and human capital investments and long-term growth effects of the R&D sector can be created. In general, technology is defined as an increase in production efficiency, and technological knowledge can be spread between countries or regions. With technology transfer, it can spread to other countries from leading countries (i.e. technology producing countries). Spreading processes of technological information that cannot be observed directly have been attempted to be measured by spatial econometric methods and weight matrices. In this context, the model is estimated using spatial panel econometric methods. It is then tested qualitatively and quantitatively. As a result, the spatial effects and coefficients included in the model are found to be appropriate and significant. |
URI: | https://hdl.handle.net/11499/1985 |
Appears in Collections: | Tez Koleksiyonu |
Files in This Item:
File | Description | Size | Format | |
---|---|---|---|---|
Nurgül Evcim 11.02.2018.pdf | 4.33 MB | Adobe PDF | View/Open |
CORE Recommender
Page view(s)
228
checked on Aug 24, 2024
Download(s)
194
checked on Aug 24, 2024
Google ScholarTM
Check
Items in GCRIS Repository are protected by copyright, with all rights reserved, unless otherwise indicated.