The crisis of masculinity and masculine violence in contemporary british novels: a clockwork orange and trainspotting

Abstract

In the last decades there is an interest in masculinity. Now, as in the past, the term ‘man’ and ‘woman’ affirm various old myths some of which are valid today. However, fresh definitions of femininity and masculinity keep on appearing. The notion of masculinity and femininity, like the notion of gender, is fluid and flowing. As influenced by any situational, and time-dependent changings, much of the gender studies are picked up again by the scholars offering many theories and methods with renewed perspectives. Thus, the image of man and woman is (re)constructed on academic discourses, in cinema and literature repeatedly.Portraying how the notion of masculinity is constructed and pictured in literature, in this study two contemporary British novels are investigated. These novels are A Clockwork Orange by Anthony Burgess and Trainspotting by Irvine Welsh. The crucial point here is the role of power and violence that associate with any identity construction and identity crisis. Such a link in the novels is depicted vividly in both novels. The reader is surrounded with the manifestation of perennial power and violence of the males for the construction of a stable identity or the destruction of any structured one. Much of the experienced problems come from the relation between the notion of gendered identities and power dynamics. By locating any version of masculinity, it is seen that they emerge with a crisis and/or lead to a crisis. The complexity hinges from here and it seems unsolved. The natural outcome of this study is the fact that any choices made by the individuals are problematic and illusionary.

Son yıllarda erkeklik çalışmalarına bir ilgi vardır. Geçmişte olduğu gibi, şu anda ‘erkek’ ve ‘kadın’ kavramları, bir kısmının bugün de geçerliliğini koruduğu çeşitli eski mitleri onaylar. Fakat, kadınlık ve erkekliğin yeni tanımları da ortaya çıkmaktadır. Erkeklik ve kadınlık kavramı, toplumsal cinsiyet kavramı gibi, akışkan ve geçirgendir. Duruma ve zamana bağlı herhangi bir değişiklikten etkilendiği için, cinsiyet çalışmalarının büyük kısmı birçok teori ve yöntem sunan bilim adamlarının yeni bakış açıları ile tekrar bir araya getirilmektedir. Bu yüzden, kadın ve erkek imajı, akademik söylemlerde, sinema ve edebiyatta sürekli yeniden kurgulanmaktadır. Erkeklik kimliğinin edebiyatta nasıl inşa ve resmedildiğini göstermek için bu çalışmada iki çağdaş İngiliz romanı incelenmiştir. Bu romanlar Anthony Burgess tarafından yazılan Otomatik Portakal ve Irvine Welsh tarafından yazılan Trainspotting’dir. Burada önemli olan nokta ise herhangi bir kimlik inşası ve/ya kimlik krizinde şiddetin rolüdür. Her iki romanda da böyle bir bağlantı oldukça canlı olarak tasvir edilmektedir. Okuyucu bir kimliğin inşası veya yapılandırılmış olan herhangi birinin imhasına yönelik erkeklerin kesintisiz güç ve şiddetlerinin tezahürleri ile sarıp sarmalanmıştır. Yaşanan problemlerin büyük çoğunluğu, cinsiyetli kimlik kavramları ve güç dinamikleri arasındaki ilişkiden gelmektedir. Herhangi bir erkeklik tanımlaması yapıldığında her birinin bir krizle ortaya çıktığı ve/ya bir krize neden olduğu görülmektedir. Karışıklık buradan gelmekte ve henüz çözülmemiş görünmektedir. Bu çalışmadan çıkan doğal sonuç ise; bireyler tarafından yapılan bütün seçimlerin sorunlu ve yanıltıcı olduğu gerçeğidir.