Posthuman condition in Aldous Huxley’s Brave New World and Lois Lowry’s The Giver

Abstract

The aim of this dissertation is to explain the posthuman situation in Aldous Huxley's Brave New World and Lois Lowry's The Giver dystopian novels. This study focuses on the disappearance of the views that put human in the centre with the posthuman era and how the concept of being human has changed over time. The main reason for this change is that the interaction between human and technology that shaped the non-human and the social structures and cultural norms. People entered a new era, culture and social order with the rapid change and development of technology. In this context, firstly, the concept of human will be explained and later the foundations of posthuman theory will be discussed. Secondly, the posthuman situation will be associated with the concepts of science fiction and dystopia. Then, the social structures reshaped with technology will be explained by analyzing the two selected dystopian novels.

Bu çalışmanın amacı Aldous Huxley’in Brave New World ve Lois Lowry’nin The Giver distopik romanlarındaki insan sonrası durumu açıklamaktır. Bu çalışma insan sonrası çağ ile insanı merkeze koyan görüşlerin yok olduğuna ve insan olmak kavramının zamanla nasıl değiştiğine odaklanır. Bu değişimin en temel nedenini ise insan ve teknoloji arasında iletişimi toplumsal yapıları ve kültürel düzeni yeniden şekillendirmesi olarak görür. İnsanlar, teknolojinin hızlı değişimi ve gelişimiyle yeni bir çağa, kültüre ve sosyal düzene geçerler. Bu bağlamda, öncelikle insan kavramı açıklanacak ve insan sonrası teorinin temellerine odaklanılacak. İkinci olarak, bilimkurgu ve distopya kavramlarıyla insan-sonrası durum ilişkilendirilecek. Daha sonra ise, teknolojiyle birlikte yeniden şekillenen toplumsal yapılar tezin iki ana romanı üzerinden açıklanacaktır.