Identities reflected via foods in selected novels: Like water for chocolate, the particular sadness of lemon cake, and one hundred shades of white

Abstract

The popularity and prestige of female authors have increased all around the world. In their fictional works contributing to the formation of the female literary tradition, characters and stories are presented from the female perspective. Female authors have created fictional works including a great variety of themes that have a close connection to the lives of women. Accordingly, foods, cooking, culinary tasks, and kitchens have gone beyond their traditional functions in fiction with the creative intervention of female authors. Foods and food-related issues have come to the forefront as the key elements while experiences of female characters are narrated in literary works.In this sense, the main purpose of this thesis is to carry out a gynocritical analysis of the relationship between food and identity development processes of female characters. The focus is on female poetics and critical comments related to the female literary tradition. In this regard, literary works of female authors are considered attentively in order to verify that food is rendered not only for nutrition but also for expression, sensation, and personal progress in the stories of female characters. The novels Like Water for Chocolate (1989) by Laura Esquivel, The Particular Sadness of Lemon Cake (2010) by Aimee Bender, and One Hundred Shades of White (2003) by Preethi Nair are selected to be analysed within the scope of the study. The techniques used by the female authors of the selected novels are compared, contrasted, and then revealed through the examples related to the main argument of the study.

Kadın yazarların popülaritesi ve saygınlığı tüm dünyada artmaktadır. Bu yazarların edebiyatta kadın geleneğinin oluşmasına katkı sağlayan eserlerinde karakterler ve hikayeler kadın bakış açısıyla unulmaktadır. Kadın yazarlar kadın yaşamı ile yakın bağlantısı olan çok çeşitli temalar içeren eserler üretmişlerdir. Bu doğrultuda, kadın yazarların yaratıcı müdahalesiyle yiyecekler, yemek yapma, mutfakla ilgili işler ve mutfaklar edebi kurguda geleneksel işlevlerinin ötesine geçmişlerdir. Edebi eserlerde kadın karakterlerin deneyimleri aktarılırken yiyecekler ve yiyecekler ile ilgili konular temel unsurlar olarak ön plana çıkmaktadır.Bu bağlamda, mevcut tezin temel amacı yiyecekler ve kadın karakterlerin kimlik gelişim süreçleri arasındaki ilişkiyi jino-eleştirel bir bakış açısıyla analiz etmektir. Çalışmanın odak noktasını kadın yazını ve edebiyatta kadın geleneği üzerine yapılmış eleştirel yorumlar oluşturmaktadır. Bu açıdan kadın karakterlerin hikayelerinde yiyeceklerin sadece beslenme için değil aynı zamanda ifade etme, hissetme ve kişisel gelişim için betimlendiğini doğrulamak amacıyla kadın yazarlara ait edebi eserler dikkatle incelenmiştir. Laura Esquivel tarafından yazılan Like Water for Chocolate (1989), Aimee Bender’ın kaleme aldığı The Particular Sadness of Lemon Cake (2010) ve Preethi Nair’in yazmış olduğu One Hundred Shades of White (2003) çalışma kapsamında tahlil edilmek üzere seçilmiş olan romanlardır. Seçilen bu romanların kadın yazarları tarafından kullanılan teknikler karşılaştırılmış ve çalışmanın temel konusuyla ilgili olan örnekler ile gözler önüne serilmiştir.