Yeni medyada milliyetçiliğin söylemsel (yeniden) kuruluşu: mülteci karşıtlığı ve e-linç

Abstract

Şiddet iktidarın somutlaşması, onun bir görünümü olması sebebiyle bir astüst ilişkisine, iktidar pratiğine işaret etmektedir. Gerek sembolik gerek fiziksel biçimleri ile şiddet ilk çağlarda günah keçisi, damga, orta çağda sergileyerek işkence etme, modern dönemde ise şiddetin daha özel mekanlara çekilerek bir istisna hali olarak var olması ile tarih içerisinde farklı formlarda var olmuştur. Şiddet, ötekiye yönelen bir davranış kalıbı olarak bir tür savunma-saldırı ilişkisini içermektedir. Özellikle kitlesel göç hareketleri sonrasında mültecilerin iltica ettiği topraklarda onlara karşı çeşitli nefret söylemi ve şiddet hareketlerinin gelişmesi mümkündür. Özellikle sosyal medya platformlarından Twitter’ın yaygınlaşması ile sıradan insanlar da bir medya patronu gibi kendi gündemlerini kendileri belirledikleri medya araçlarına sahip olmuşlardır. Bu dijital platformlarda ise kullanıcılar nefret söylemini bir e-linç hareketine dönüşebilmektedir. Bu e-linç ise kişinin fiziksel varlığından ziyade toplumsal varlığına yönelmektedir. Suriye’de meydana gelen iç savaş neticesinde oluşan göç dalgaları ile Türkiye Suriyelilere “açık kapı politikası” uygulamıştır. Bu durum zaman zaman Suriyeli mülteciler ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları arasında gerilime sebep olmuştur. Bu tezde #ülkemdesuriyeliistemiyorum etiketine atılan tweetler incelenmiş ve beş farklı e-linç hareketi tespit edilmiştir. Bu tweetler önce Atlas.ti yazılımı kullanılarak içerik analizine tabi tutulmuştur. Sonrasında Gephi yazılımı ile sosyal ağ analizi gerçekleştirilmiştir. İçerik analizi ile tweetler ekonomik, kültürel ve politik olarak iktidar kaynağına göre; abartma/çarpıtma, hamaset, simgeleştirme, hakaret, genelleştirme, savaş/ düşmanlık söylemi olarak nefret söylemi tiplerine göre ve son olarak tweetlerin konusuna göre temalara ayrılarak kodlanmıştır. Ardından Gephi ile elinçi gerçekleştiren aktörler tespit edilmiştir. Sonuç olarak incelenen e-linçler doğrudan linç olarak kategorize edilebilmektedir. Ayrıca temalar üzerine yapılan analizler neticesinde e-güruhun milliyetçiliği toplumsal bir paranoyaya dayandırdığı da tespit edilmiştir.

Since violence is the embodiment of power, it points to a subordinatesuperior relationship, a power practice. Violence, both in its symbolic and physical forms, has existed in different forms throughout history, with scapegoats, stamps, torture by display in the Middle Ages, and violence in the modern period as a state of exception by being drawn to more private places. Violence includes a defenseattack relationship as a behavior pattern directed towards the other. Especially after the mass migration movements, it is possible for the refugees to develop various acts of hatred and violence against them in the lands where they took refuge. Especially with the spread of Twitter, one of the social media platforms, ordinary people also have the media tools that they set their own agenda like a media boss. On these digital platforms, users can turn hate speech into an e-lynching movement. This e-lynching, on the other hand, is directed towards the social existence of the person rather than the physical existence. In this thesis, tweets posted to the hashtag #ülkemdesuriyeliistemi were analyzed and five different e-lynching movements were identified. These tweets were first subjected to content analysis using Atlas.ti software. Afterwards, social network analysis was performed with Gephi software. With content analysis, tweets are economically, culturally and politically based on the source of power; exaggeration/distortion, enmity, symbolization, insult, generalization, war/enmity speech according to the types of hate speech, and finally, according to the topic of the tweets. Then, the actors who carried out the elynching with Gephi were identified. As a result, the e-lynchings examined can be directly categorized as lynching. In addition, as a result of the analyzes on the themes, it has been determined that the e-gang bases nationalism on a social paranoia.