Please use this identifier to cite or link to this item: https://hdl.handle.net/11499/48925
Title: L'écriture du réel chez Flaubert
Authors: Kaba, Fatma
Abstract: Modern Fransız romanının kurucusu olarak nitelendirilen Flaubert, sanat eserinin temel niteliğinin estetik kaygı olduğundan hareketle, XIX. yüzyıl Fransız romanında Stendhal ve Balzacın doğrudan gözleme dayalı gerçekçilik anlayışının dışında yeni bir gerçekçilik anlayışı geliştirmişitir. Flaubert, gerçeğin, her şeyi bilen ve gören bir anlatıcı ( omniscient) gözüyle olduğu gibi betimlenen bir şey değil, kişilerin gözüyle ve anlatılırken biçimlenen bir olgu olduğunu belirtir. Flauberte göre gerçek, kişiden önce ve onun dışında var olan nesnel bir durum değildir. Evrensel bir gerçeklik yoktur. Gerçeklik, temelde bir algı ve alımlama sorunudur. Gerçekliğin ne olduğu dille, yazıyla, kurguyla ve biçemle somutlaşır. Bireysel, öznel ve değişken bir bakışa ve çoğul bir okumaya, yoruma indirgenen bu gerçekçilik anlayışı, olguların doğasına ve kişilerin iç dünyasına nüfuz etmek açısından Flauberti çağdaşı diğer gerçekçi yazarlardan farklı kılar. Bu durumda, gerçekliğin temsili sorunu doğrudan bir yansıtma olmaktan çıkar, kişinin, dolayısıyla onu yaratan yazarın öznel bir kurgusuna dönüşür. Bunun en tipik örneğini de adeta kişilerin sözcüsü durumundaki nesnelerin roman içindeki işlevinde görmek olasıdır. Nesnelerin betimlenmesi doğrudan kişiler üzerinden yapılır. Madame Bovary, gerçeklik alımlaması, roman estetiği, kişi-çevre-nesne ilişkileri açısından Flauberti en iyi temsil eden romandır. Flaubertin gerçekliğin yazımı konusunda bu romanda öne çıkardığı bir diğer olgu da gerçeklik ile hakikat arasında kurmuş olduğu ilişkidir. Romanın dokusunu oluşturan olgu, olay ve kişiler bağlamında ortaya konan gerçekliğin, dar bir hayat vizyonu olmaktan çok, evrensel düzeyde bir insan hakikatını içermelidir. Bu da ancak, titiz bir gözlem ve ayrıntılı ve dakik bir dokümantasyonla yazarın kendi öznelliğinden, bireyselliğinden ve fantezilerinden kurtulması ; roman içinde olay ve kişilere müdahele etmemesi, başka bir deyişle impersonnel bir eser ortaya koymasıyla mümkündür. Flaubert, bu gerçeklik anlayışıyla, romantik yazarların öznel vizyonları kadar, gerçekçi yazarların sığ bir gözleme dayalı romanesk kurgularına da karşı çıkar. Gerçekliği, durağan ve kişilerin üstünde ve dışında var olan mutlak bir olgu olarak değil, değişken ve içi, olayın gelişimiyle ve kişilerin bakışıyla dolan bir olgu olarak değerlendirir. Bu anlamda, gerçekliğin yazımı, her türlü dış müdahelenin dışında, roman içinde olguların doğal seyri içinde belirlenir. Bu noktada, bir tür nedensellik ilişkisinden, dahası toplumsal ve bireysel nitelikli bir determinizmden söz etmek mümkündür.Bu nedenle denebilir ki, Flaubert de gerçekliğin yazımı, roman estetiğiyle, başka bir deyişle stilistikle iç içedir.
URI: https://search.trdizin.gov.tr/yayin/detay/141844
https://hdl.handle.net/11499/48925
ISSN: 1301-5737
2630-5976
Appears in Collections:Fen-Edebiyat Fakültesi Koleksiyonu
TR Dizin İndeksli Yayınlar Koleksiyonu / TR Dizin Indexed Publications Collection

Files in This Item:
File SizeFormat 
document (30).pdf269.47 kBAdobe PDFView/Open
Show full item record



CORE Recommender

Page view(s)

40
checked on Aug 24, 2024

Download(s)

10
checked on Aug 24, 2024

Google ScholarTM

Check





Items in GCRIS Repository are protected by copyright, with all rights reserved, unless otherwise indicated.