Kadın yöneticilerin liderlik stilleri ve bir uygulama

Abstract

Kadınlar tarihin her döneminde, gelişmiş veya gelişmemiş tüm toplumlarda gittikçe ağırlaşan görev ve sorumlulukları yerine getirmelerine karşın, toplumda geri planda kalmışlardır. Özellikle üst yönetimde temsil edilme oranları son derece düşük olmuştur. 20. yüzyılın sonlarına doğru tüm dünyadaki küreselleşme etkileriyle ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel yaşamdaki hızlı değişimler ve yeni değerler, iş dünyasında kadının gücünü artırmıştır. Özellikle küreselleşme ile birlikte artan rekabet, işletmeleri bir taraftan malları ve hizmetleri kalite ve fiyat açısından daha etkin bir biçimde tüketiciye yönlendirmeye, diğer taraftan da mevcut kurumsal yapı ve uygulamalarını,insan kaynaklarının geliştirilmesi yönünde "çalışma hayatının kalitesinin iyileştirilmesi", "işin insanileştirilmesi", "esneklik" vb. uygulamaları yapmaya mecbur kılmaktadır Bu anlayış doğrultusunda, iş hayatında yeterince temsil edilemeyen ve bilgi, beceri, yeteneğinden tam olarak yararlanılamayan kadınların, iş hayatına büyük oranda katılması ve daha etkin rol alması gelişen ekonomiler için stratejik bir zorunluluk halini almıştır. Açıktır ki bu açıklamalar yönünde, kadınların işe girişlerinde ve yönetim kademelerinde ilerlemelerinde karşılaştıkları engellerin azalacağı ve kadınlara çalışma yaşamında gerekli olanaklar verilirse başarılı olabilecekleri düşünülmektedir. Özellikle günümüzdeki liderlik anlayışı ile kadınların davranışları arasındaki paralellik, 21. Yüzyıl liderlik anlayışında kadın liderlerin artacağını göstermektedir. Günümüzde her insanın bilgi, yetenek, düşünce ve farklılıklarından en üst düzeyde yararlanma fikri, geçmişteki değerlendirmelerin ötesinde, kadın erkek cinsiyetleri arasında kısır çatışmalar yerine birbirlerini destekleyici ve tamamlayıcı şekilde bireysel, örgütsel ve ulusal gelişmeye liderlik etme beklentisini amaç edinmiştir.

II Women in every period of the history, have been always in the back ground of the society even though they accomplished significant tasks and responsibilities in the developed or developing societies. Especially, the proportion of women represented in the top management has been always stayed with low levels during this period. Towards the end of twentieth century, with the effects of globalization all over the world rapid changes and new values in economical, social, political and cultural life have stimulated the power of women in the business world. Especially, on the one hand competition with effect of globalization, forces firms to direct efficiently their products and services based on their quality and prices, on the other hand, it forces them to reorganize their existing institutional structure and applications towards "improving quality of working life", "humanilazing business environment" and "flexibility" etc. in management. According to this concept it is a strategical obligation of the firms to employ women who are not represented well enough in the business environment and whose knowledge and capability are not benefited well enough for the top management levels. Obviously, with respect to above explanations handicaps will be decreased for women to become top managers in the firms and to make progress in their working lives. Thus capable and knowledge women will be expected to be successfull if suitable opportunities are given to them.. There is an important parallelism between the recent concept of leadership and attitudes of women in the twenty first century. Therefore, it is possible to see much more women top managers in the firms in a very near future. Recently, beyond the evaluation of the past, the idea of benefiting from each individual's knowledges, capabilities, thoughts and differences aims to pioneer to avoid contradictions between female and male, instead its goal is to pioneer personal, organizational and national progress with a supportive and complementary attitude.