Preeklampsi ile komplike gebeliklerde plasental Netrin-1, Netrin-4 ve UNC5b ekspresyonunun immunohistokimyasal değerlendirilmesi

Abstract

Amaç: Çalışmamızda preeklampsi ile komplike gebeliklerden ve term sağlıklı gebeliklerden elde edilen plasentalarda, immünohistokimyasal yöntemler kullanarak netrin-1, netrin-4, UNC5B immunekspresyonunun düzeyini araştırmak; bu belirteçlerin klinikopatolojik parametrelerle ilişkisini sorgulamak, farklı klinikopatolojik özelliklerdeki olgu gruplarında bu boyaların immunekspresyonlarını karşılaştırmak; elde edilecek sonuçları literatür ışığında tartışmak amaçlanmıştır. Materyal Metod: Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı’nda 2014-2022 yılları arasında Pamukkale Üniversitesi Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği tarafından opere edilen ve plasentaları Tıbbi Patoloji Kliniği’nde incelenen preeklampsi tanısı almış hastalar ve term sağlıklı gebeler, hastane bilgi yönetim sisteminde geriye dönük (retrospektif) taranmıştır. Çalışma kriterlerini karşılayan 125 preeklampsi tanılı hasta ve kontrol grubu kriterlerini karşılayan 125 sağlıklı gebe araştırma evrenimizi oluşturdu. Yeterli plasental doku içermeyen veya immünohistokimyasal boyama için yeterli olmayan hastalar çalışmaya dahil edilmedi. Toplam 96 preeklampsi tanılı hasta ve 71 sağlıklı gebe çalışmaya dahil edildi. Bulgular: Preeklampsi grubu ile kontrol grubu arasında netrin-1 ekspresyon azalışı (p=<0,0001), netrin-4 ekspresyon artışı (p=<0,0001), UNC5B ekspresyon artışı (p=<0,0001) istatiksel olarak anlamlı bulundu. Şiddetli preeklampsi grubu ile şiddetli olmayan preeklampsi grubu arasında ise sadece netrin-4 boyanma yoğunluğu (p=<0,0001) ve skoru (p=0,002) ikili karşılaştırmalar sonunucunda istatiksel olarak anlamlı fark tespit edildi. Bu iki grup arasında netrin-1 ve UNC5B boyanma yüzdesi, yoğunluğu, skoru ve netrin-4 boyanma yüzdesi arasında istatiksel olarak anlamlı bir fark tespit edilmedi. 32 hafta altı preeklampsili gebelerle 32 hafta üstü preeklampsili gebeler arasında yapılan istatiksel analizler sonucunda her 3 boyanın tüm immünohistokimyasal parametrelerinde anlamlı bir fark tespit etmedik. Sonuç: Preeklampsi grubunda anjiyogenik protein olan netrin-1’in ekspresyonunun azalışı, antianjiyogenik proteinler netrin-4 ve UNC5B’nin ekspresyonlarının artması plasental vasküler gelişim basamaklarında etkili olarak preeklampsi patogenezinde rol almaktadır. Bulgularımız preeklampsinin kliniğinden sorumlu tutulan antianjigenik faktörlerin artması hipotezini destekler niteliktedir. Netrin-4 ekspresyonunun şiddetli preeklampsi grubunda şiddetli olmayan preeklamspi grubuna göre anlamlı yüksek olması da netrin-4’ün şiddetli preeklampsi gelişiminde rol oynadığını düşündürmektedir. Preeklampsi ile komplike gebelerde netrin-1 ekspresyonunun azalmasının, netrin-4 ve UNC5B ekspresyonunun artmasının gebelik haftasından bağımsız olması, preeklampsi patogenesizinin implantasyon aşamasında başladığını görüşünü desteklemektedir.

Objective: In our study, to investigate the level of immunoexpression of netrin-1, netrin-4, UNC5B using immunohistochemical methods in placentas obtained from pregnancies complicated with preeclampsia and term healthy pregnancies; to question the relationship of these markers with clinicopathological parameters, to compare the immunoexpression of these dyes in case groups with different clinicopathological features; It is aimed to discuss the results to be obtained in the light of the literature. Material and Method: Patients diagnosed with preeclampsia and term healthy pregnant women who were operated by Pamukkale University Hospital Gynecology and Obstetrics Clinic between 2014-2022 at Pamukkale University Hospital and whose placentas were examined in Medical Pathology Clinic were retrospectively screened in the hospital information management system. Our research population consisted of 125 patients with preeclampsia who met the study criteria and 125 healthy pregnant women who met the criteria of the control group. Patients who did not have sufficient placental tissue or were not sufficient for immunohistochemical staining were not included in the study. A total of 96 patients with preeclampsia and 71 healthy pregnant women were included in the study. Results: Statistically significant decrease in netrin-1 expression (p=<0.0001), increase in netrin-4 expression (p=<0.0001), increase in UNC5B expression (p=<0.0001) between preeclampsia group and control group found. Only netrin-4 staining intensity (p=<0.0001) and score (p=0.002) were found to be statistically significant between the severe preeclampsia group and the non-severe preeclampsia group as a result of pairwise comparisons. There was no statistically significant difference between the netrin-1 and UNC5B staining percentage, intensity, score and netrin-4 staining percentage between these two groups. As a result of the statistical analyzes performed between pregnant women with preeclampsia below 32 weeks and those with preeclampsia over 32 weeks, we did not detect a significant difference in all immunohistochemical parameters of all 3 proteins. Conclusion: Decreased expression of angiogenic protein netrin-1 and increased expression of antiangiogenic proteins netrin-4 and UNC5B in the preeclampsia group play a role in the pathogenesis of preeclampsia by being effective in placental vascular development steps. Our findings support the hypothesis of increased antiangiogenic factors responsible for the clinic of preeclampsia. The fact that netrin-4 expression was significantly higher in the severe pre-eclampsia group compared to the non-severe pre-eclampsia group suggests that netrin-4 plays a role in the development of severe pre-eclampsia. The fact that the decrease in netrin-1 expression and the decrease in netrin-4 and UNC5B expression in pregnant women complicated with preeclampsia are independent of the gestational week supports the view that the pathogenesis of preeclampsia begins at the implantation stage.