Please use this identifier to cite or link to this item:
https://hdl.handle.net/11499/55992
Title: | I am the other; therefore I am not: Biopolitics of otherness in Ali Smith’s seasonal quartet | Other Titles: | Ötekiyim, öyleyse yokum: ali Smith’in mevsim dörtlemesi’nde ötekiliğin biyopolitikası | Authors: | Can, Meltem | Advisors: | Sivrioğlu, Şeyda Ayan, Meryem |
Keywords: | Biopolitics Otherness Seasonal Quartet Ali Smith Foucault Biyopolitika Ötekileşme Mevsim Dörtlemesi |
Abstract: | In our biopolitical age, modern power, which Foucault refers to as biopolitical power, regulates and categorizes human life by degrading it into bodily existence and designating certain lives as life-worthy while excluding and letting subjects deemed undeserving die through various means. Like many contemporary novels, Ali Smith’s Seasonal Quartet addresses the biopoliticization and marginalization of modern subjects through human landscapes from the recent past and post-Brexit Britain. Thus, this dissertation aims to explore biopolitical modernity and the biopolitical construction of otherness in Ali Smith’s Seasonal Quartet in light of the theories of biopolitics advanced by Michel Foucault, Giorgio Agamben, Roberto Esposito and Judith Butler. This thesis not only discusses borderization portrayed through physical borders and cultural and psychological borders that shape mindsets but also analyses individuals’ reduction into biological lives denied of political existence and the disintegration of society with an ‘us versus them’ mentality through bodies that do not adhere to normative identity definitions.
Still, Smith’s protagonists become the autonomous storytellers of their life stories, the power of their own lives and the coauthors of the quartet by recollecting, imagining, dreaming and telling stories against biopolitical power manifested through the all-seeing narrator and the governing power. Thus, by probing the political possibilities of literature and storying to confute the biopolitically constructed normality, Autumn, Winter, Spring and Summer suggest the possibility of a non-politicized, non-hierarchal and uncontrolled life by connecting with the Other and engaging with art, which, with its transformative, de-othering and unifying power, can reveal the human out of the political and construct the bond between the self and the other as a counter-discourse. İçinde bulunduğumuz biyopolitik çağda, Foucault’un biyopolitik iktidar olarak adlandırdığı modern iktidar, insan yaşamını bedensel varoluşa indirgeyerek, belirli yaşamları yaşanmaya değer olarak addedip hak etmediklerine hükmedilenleri çeşitli yollarla dışlayarak ve ölüme bırakarak, düzenler, sınıflandırır. Pek çok çağdaş roman gibi Ali Smith’in Mevsim Dörtlemesi de yakın geçmişten ve Brexit sonrası Britanya’dan insan manzaralarıyla modern öznelerin biyopolitikleştirilmesini ve ötekileştirilmesini resmeder. Dolayısıyla bu tez; Michel Foucault, Giorgio Agamben, Roberto Esposito ve Judith Butler tarafından öne sürülen biyopolitika teorileri ışığında Ali Smith’in Mevsim Dörtlemesi’nde işlenen biyopolitik moderniteyi ve ötekiliğin biyopolitik inşasını incelemeyi amaçlamaktadır. Bu tez, yalnızca fiziksel sınırlar ve zihniyetleri şekillendiren kültürel ve psikolojik sınırlar üzerinden tasvir edilen sınırlaşmayı ele almakla kalmayıp aynı zamanda bireylerin politik varoluştan yoksun bırakılmış biyolojik yaşamlara indirgenmesini ve toplumun, bedenler üzerinden ‘biz ve onlar’ zihniyetiyle parçalanmasını da analiz etmektedir. Yine de Smith’in kahramanları, her şeyi gören anlatıcı ve de yöneten erk olarak karşımıza çıkan biyopolitik iktidar karşısında, hatırlayarak, hayal ve rüyalara dalarak ve öyküler anlatarak hayat hikâyelerinin özerk öykücüleri, kendi hayatlarının iktidarları ve dörtlemenin ortak yazarları haline gelirler. Böylece Sonbahar, Kış, İlkbahar ve Yaz, biyopolitik olarak inşa edilmiş normalliği çürütmek amacıyla edebiyatın ve öykülemenin politik olanaklarını irdelemekte, Öteki ile bağ kurarak ve sanatla ilgilenerek politikleşmemiş, hiyerarşik olmayan ve kontrol altına alınmamış bir yaşamın mümkün olacağını öne sürmektedir. Zira resmedilen sanat; dönüştürücü, kucaklayıcı ve birleştirici gücüyle politik olandaki insanı ortaya çıkarabilmekte ve bir karşı söylem olarak, benlik ile öteki arasında bağ kurabilmektedir. |
URI: | https://hdl.handle.net/11499/55992 |
Appears in Collections: | Tez Koleksiyonu |
Files in This Item:
File | Description | Size | Format | |
---|---|---|---|---|
10588375.pdf | 1.92 MB | Adobe PDF | View/Open |
CORE Recommender
Page view(s)
218
checked on Aug 24, 2024
Download(s)
330
checked on Aug 24, 2024
Google ScholarTM
Check
Items in GCRIS Repository are protected by copyright, with all rights reserved, unless otherwise indicated.