Yedi büyük günahın insan ve insan psikolojisi üzerinde bıraktığı etkiler

Abstract

Great sin is defined as any action that Allah forbids, with clear evidence in religion, and is punished in this world and the hereafter. When the Prophet صلى الله عليه وسلم said, "Beware of the seven destructive sins" and the Sahaba asked, "What are they, O Messenger of Allah?", he answered, "Associating partners with Allah, practicing witchcraft, committing murder, consuming the property of an orphan, indulging in usury, fleeing from Jihad, and accusing others of adultery." In Surah Al-Baqarah, it is stated, "Allah has sealed their hearts and their hearing, and over their vision is a veil. And for them is a great punishment." The nafs (lower-self) is an inherent part of human nature and is a source of evil. It constantly commands evil and whispers to lead a person into sin. Great sins not only harm an individual but also disrupt social life. They diminish a person's inclination towards Allah, disturb their heart, and disrupt their life. Essentially, a sin is an event that disturbs the conscience and is not accepted by the conscience, causing discomfort to the heart and body.

Büyük günah; Allah’ın yapılmasını yasakladığı her fiil, dinen yasakladığı konusunda kesin delil bulunan suç, hakkında dünyevi ve uhrevi ceza öngörülen davranış şeklinde tanımlanmıştır. Peygamber efendimiz hadisi şerifinde” Helak edici yedi büyük günahtan sakının” diye buyurduğunda sahabenin nedir onlar ey Allah’ın resulü diye sormaları üzerine; “Allah’a şirk koşmak, Büyücülük yapmak, Katil olmak, Yetim malını yemek, Faiz yemek, Cihaddan kaçmak, Zina iftirasında bulunmaktır” buyurmuştur. Bakara suresinde “Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir, gözlerinde de kalın bir perde bulunmaktadır ve onlar için büyük bir azap vardır.” diye buyrulur. İnsanın yapısında bulunan ve kötülüklerin kaynağı olan nefis alabildiğine kötülüğü emreden (nefs-i emare) ve kişiyi günaha yöneltmek için fısıltılar halinde sürekli telkinde bulunan bir güçtür. Büyük günahlar hem ferdi hem de sosyal hayatı bozan manevi bir hastalıktır. İnsanın Allah’a olan meylini köreltir, kalbine huzursuzluk verir, hayatını alt üst eder. Özü itibariyle günah vicdanı sızlatan vicdanın benimsemediği, insanın kalbine, bedenine huzursuzluk veren bir olaydan ibarettir.