Please use this identifier to cite or link to this item:
https://hdl.handle.net/11499/58549
Title: | Sözlü kaynakların ışığında Denizli'nin kuzey ilçelerinde (Çal, Çivril ve Bekilli) Milli Mücadele ve Yunan işgali | Other Titles: | National struggle and Greek occupation in the northern districts of Denizli (Çal, Çivril and Bekilli) in the light of oral sources | Authors: | Çil, Muhammed Said | Advisors: | Belen, Nezahat | Keywords: | Tarih History Batı Anadolu Denizli ve Kuzey İlçeleri Menderes Nehri Millî Mücadele Müftü Ahmet İzzet Efendi Yunan İşgali Western Anatolia Greek Occupation War of Independence Denizli and Northern Districts Menderes River Mufti Ahmet İzzet Efendi |
Publisher: | Pamukkale University | Abstract: | Osmanlı Devleti'nin mağlup ayrıldığı Birinci Dünya Savaşı'nın ardından başlayan işgallerin, amaçları itibariyle en tehlikelisi, İzmir'in Yunanlılar tarafından işgalidir. Türk milleti üzerinde tetikleyici bir tesiri olan bu işgal sonrasında, Batı Anadolu bölgesinde hızla yayılan Yunanlılara karşı çetin bir mücadele süreci başlamıştır. Bu süreçte bir yandan hukuki yollarla diğer yandan da vatanını korumak gayesiyle silahlı mücadele yoluyla direnişe geçen Türk halkına önderlik eden çok değerli şahsiyetler de bölgede ön plana çıkmıştır. Denizli Müftüsü Ahmet Hulusi Efendi'nin İzmir'in işgal edildiği gün yaktığı direniş meşalesinin ışığında Denizli'nin ilçelerinde de bu mücadeleye derhal katılım sağlanmıştır. Çal Müftüsü Ahmet İzzet Efendi örneğinde gördüğümüz bu Millî Mücadele ruhu tüm Denizli sathına kısa zamanda yayılmıştır. Bu zorlu yıllarda Denizli, bir yandan Aydın istikametinden Denizli'ye yaklaşan, diğer yandan da kuzey ilçeleri Çal, Çivril ve Bekilli yörelerine yönelen Yunan ordusuna karşı mevcut imkânlarıyla direnmeye çalışmıştır. Bu direniş kendi başına buyruk olmayıp Ankara'daki TBMM Hükümeti ile koordineli olarak yürütülmüştür. Paris Konferansı'nda İtilaf Devletlerinin aldığı karar uyarınca Yunan ve İtalyan işgal bölgelerinin kesişim noktasında yer alan Denizli'de yürütülen Millî Mücadele hareketi takdire şayandır. Özellikle, Uşak üzerinden Denizli'ye yönelen ve Büyük Menderes Nehri'nin kuzey havzasını işgal eden Yunan birliklerine karşı gösterilen direniş kadar, Batı Cephesi'nde mücadele eden Türk ordusuna sağlanan destek de son derece önemlidir. İşgal bölgesinde Yunanlıların sergilediği mezalim ve acı verici uygulamalar karşısında kısmen göç etmek, kısmen de bu zulümlere boyun eğmek durumunda kalan Türk halkının durumu da son derece üzücüdür. Her şeye rağmen, asıl mücadelenin yaşandığı Batı Cephesindeki savaşların gidişatı paralelinde şekillenen Denizli'nin kuzey ilçelerindeki Yunan işgal sürecinin, komşu iller olan Uşak ve Afyonkarahisar'daki kadar tahribata yol açmadığı söylenebilir. 30 Ağustos 1922 Tarihinde Dumlupınar'da Türk ordusunun kazandığı zaferin ardından panik halinde Denizli'nin kuzey ilçelerinden çekilen Yunan birliklerinin bölgeyi terk etmesiyle, yöre halkı derin bir nefes alabilmiştir. The most dangerous of the occupations that started after the First World War, in which the Ottoman Empire was defeated, was the occupation of Izmir by the Greeks, in terms of its aims. After this invasion, which had a triggering effect on the Turkish nation, a harsh struggle began against the Greeks, who were rapidly spreading in the Western Anatolia region. In this process, very valuable figures who led the Turkish people, who resisted both through legal means and through armed struggle to protect their homeland, also came to the fore in the region. In the light of the torch of resistance lit by Denizli Mufti Ahmet Hulusi Efendi on the day Izmir was occupied, the districts of Denizli immediately participated in this struggle. This spirit of National Struggle, which we saw in the example of Çal Mufti Ahmet İzzet Efendi, spread throughout Denizli in a short time. During these difficult years, Denizli tried to resist with its available means against the Greek army, which was approaching Denizli from the direction of Aydın, and, on the other hand, heading towards the northern districts of Çal, Çivril and Bekilli. This resistance was not on its own, but was carried out in coordination with the Turkish Grand National Assembly Government in Ankara. In accordance with the decision taken by the Allied Powers at the Paris Conference, the National Struggle Movement carried out in Denizli, located at the intersection of the Greek and Italian occupation zones, is admirable. In particular, the support provided to the Turkish army fighting on the Western Front is extremely important, as is the resistance shown against the Greek troops heading towards Denizli via Uşak and occupying the northern basin of the Büyük Menderes River. The situation of the Turkish people, who had to partially emigrate and partially submit to these oppressions in the face of the atrocities and painful practices of the Greeks in the occupied region, is also extremely sad. Despite everything, it can be said that the Greek occupation process in the northern districts of Denizli, which was shaped in parallel with the course of the wars on the Western Front, where the real struggle took place, did not cause as much destruction as in the neighboring provinces of Uşak and Afyonkarahisar. Following the victory of the Turkish army in Dumlupınar on August 30, 1922, the local people were able to take a deep breath when the Greek troops retreated from the northern districts of Denizli in panic and left the region. |
URI: | https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/TezGoster?key=UjlM15wKZGQW6TLC0pvCt43BruzJCqPFIiQnMR8UtsD6hkdjj8yLDyS7RigZdhtb https://hdl.handle.net/11499/58549 |
Appears in Collections: | Tez Koleksiyonu |
Show full item record
CORE Recommender
Items in GCRIS Repository are protected by copyright, with all rights reserved, unless otherwise indicated.