Yeşil alanların deprem sonrası ilk toplanma alanı olarak uygunluğunun değerlendirilmesi

Abstract

Toplanma alanları afet sonrasında bireylerin bir araya geldikleri, ilk yardım ulaşana kadar bir arada bulundukları alanlardır. Bu alanlar kısa süreli kullanılabildiği gibi uzun süreli barınmaya da olanak sağlamaktadır. Toplanma alanlarının belirlenmesi afet sonrasında yardım ve barınma hizmetlerine erişilebilmesi açısından önem arz etmektedir. Tez çalışması kapsamında afetin oluşmasından sonraki ilk yetmiş iki saatlik dilimde bireylerin bir araya gelebilecekleri alanlar tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu kapsamda çalışma alanındaki yeşil alanların tamamı ele alınmış, arazi eğimi, fay hattına uzaklık, alansal büyüklük, sağlık tesislerine ve tehlikeli tesislere yakınlık, bina yıkılma tehlikesi, erişilebilirlik kriterleri ele alınmıştır. Yapılan analiz sonucunda çalışma alanında yer alan yeşil alanların toplanma alanı olarak uygunluğu çok uygun, orta ve uygun değil olmak üzere üç kategoride değerlendirilmiştir. Analizde çalışma alanının %59,53‘ünün çok uygun, %35,85’inin orta uygun ve %4,62’sinin uygun olmadığı sonucuna varılmıştır.

Gathering areas are the areas where individuals come together after the disaster and stay together until the first aid arrives. These areas can be used for short term as well as long term shelter. Determination of gathering areas is important in terms of access to assistance and sheltering services after the disaster. Within the scope of the thesis study, it has been tried to determine the areas where individuals can come together in the first seventy-two hours after the occurrence of the disaster. In this context, all green areas in the study area were analysed and land slope, distance to fault line, areal size, proximity to health facilities and hazardous facilities, building collapse hazard, accessibility criteria were considered. As a result of the analysis, the suitability of the green areas in the study area as a gathering area was evaluated in three categories as very suitable, medium and not suitable. In the analysis, it is concluded that 59,53% of the study area is very suitable, 35,85% is moderately suitable and 4,62% is not suitable.