Deconstruction of mythical female types in Stephanie Meyer’s twilight series

Abstract

Yapısökümsel bir yaklaşımla oluşturulan bu tez Stephenie Meyer’in Alacakaranlık serisindeki Bella Swan karakteri tarafından temsil edilen mitlere özgü kadın tiplerini incelemeyi amaçlamaktadır. Eve, Psyche, Artemis ve Ana Tanrıça gibi mitsel kadın karakterlerinin yapısökümü üzerine odaklanan bu çalışma, Bella Swan’ın bireyselleşme sürecinde postfeminist ideloji ile desteklenen yeni kadın kimliklerinin ortaya çıkışını ön planda tutmaktadır. Bu çalışma, Bella Swan’ı serinin her bir kitabında, adı geçen mitsel kadın tiplerinin temsilcisi olarak inceleyip, bu tiplere postfeminist neoliberal kimlik politikaları çerçevesinde yaklaşmaktadır. Yapısöküm teorisi ve postfeminizm ideolojisi çerçevesinde, Bella Swan karakteri, eski mitlerin yeni neoliberal politikalar ideolojisiyle yeniden yazılışı olarak ortaya konulmaktadır. Bu ideoloji ile birey otonom arzu mekanizması içinde hareket eden özgür ve otonom bir varlık olarak desteklenmiş ve kadın seçim özgürlüğü doğrultusunda konuşan bir özne olarak erkeği cinsel arzularının objesi olarak konumlandıran özgür ve otonom bir varlık olarak konumlandırılmıştır.

Grounded on a deconstructive approach, this thesis aims to examine the mythical female types represented by the character Bella Swan in Stephenie Meyer’s Twilight series. Focusing on the deconstruction of the mythical female types such as Eve, Psyche, Artemis, and Mother Goddess, this study foregrounds the exploration of new feminine identities supported and motivated by postfeminism in the course of Bella Swan’s individuation process. The study analyzes Bella Swan as representative of the mentioned mythical female types in each book of the series, and approaches these types within a frame of postfeminist neoliberal politics of identity. Framed with the theory of Deconstruction and ideology of postfeminism, the thesis explores the characterization of Bella Swan as a rewriting of old myths with a new ideology of neoliberal politics that support the individual as a free, autonomous agent acting within autonomous desire mechanism and in accordance with freedom of choice that position woman as an active speaking subject situating man as the object of female sexual desire.