Denizli Pamukkale ilçesinde postpartum depresyon sıklığı ve eşlik eden risk faktörleri

Abstract

Postpartum depresyon doğumdan sonraki 2-3 haftadan sonra başlayan kendini üzgün, endişeli, umutsuz ve yalnız hissetme duygularıyla karakterize bir durumdur. Postpartum dönemde görülen depresyon; sadece anne için değil bebek ve tüm aile için olumsuz sonuçlar doğurabileceğinden özel bir yaklaşım gerektirmektedir. Postpartum depresyonda anne-bebek arasındaki bağ ciddi bir şekilde bozulur. Depresif anneler, bebekle duygusal bağ kunnakta güçlük çekerler. Bu annelerin çocukları, davranışsal ve duygusal güçlüklerin yanı sıra bilişsel fonksiyonlarda da güçlük yaşarlar. Çalışmamızda Denizli Pamukkale İlçesi’nde 1-12 aylık bebeği olan annelerde Edinburgh Postpartum Depresyon Ölçeğini (EPDÖ) kullanarak depresyon sıklığını saptamak ve postpartum depresyonda etkili olan risk faktörlerini belirlemeyi amaçladık. Bu araştırma, tanımlayıcı tipte kesitsel bir çalışmadır. Araştırmanın evrenini Pamukkale TSM’ye bağlı ASMMerde 1-12 aylık bebeği olan anneler oluşturmaktadır. Araştırmada ömeklem büyüklüğü evreni bilinmeyen ömeklem hesaplamasına göre 300 kişi olarak hesaplanmıştır. Araştırmada kullanılacak verileri elde etmek için literatür taraması sonucunda oluşturulan ve katılımcılaruı sosyodemografik özellikleri, evlilik ilişkileri, üreme sağlığı öyküleri ve son doğum öykülerini içeren 49 soruluk anket fontıu ve Edinburg Postpartum Depresyon ölçeği kullanılmıştır. Veriler, tek bir araştırmacı tarafından anket yöntemi ile toplanmıştır. Çalışmamızda EPDÖ kesme puanını 13 ve üzeri alınmıştır. Postpartum depresyon prevalansı %14,3 bulunmuştur. Çalışmamızda; annenin özgeçmişinde psikiyatrik hastalık öyküsü, ailenin izni olmadan evlenmek, eş ile iletişimin kötü olması, evlilikten memnun olmamak, premenstruel sendrom öyküsünün olması ve planlanmamış gebelik PPD için risk faktörü olarak saptandı. Birinci basamak sağlık personeli, gebe kadınla ilk karşılaşan ve gebelik sırasında ya da doğumdan sonra bebek ve çocuk izlemleri sırasında onu haftalarca izleyen ekiptir. Bu nedenle anne adayının ve/veya annenin duygu durum değişikliklerini yalandan izlemeli ve risk faktörleri açısından da değerlendirmelidir.

Postpartum depression, starting from 2-3 weeks after childbirth, is a condition which is characterized by a feeling of sadness, anxiousness, hopelessness, or loneliness. The depression which occurs during postpartum period requires a special approach as it may bring about adverse outcomes not only for the mother, but also for the baby and the entire family. The mother-baby bond is seriously disrupted in postpartum depression. Depressed mothers can’t easily build up a bonding with the baby. As a result, children of these mothers experience difficulty with cognitive functions along with the emotional and behavioral disorder. In our study, it is aimed to determine the frequency of the depression, and the risk factors which are efficient in postpartum depression by using Edinburgh Postnatal Depression Scale on the mothers who have 1-12 month-old babies in Pamukkale district of Denizli Province. This research is a descriptive cross-sectional study. Mothers who have 1-12 months old babies at FHC, linked to Pamukkale PHC, form the population of the research. In this study, the sample size was calculated as 300 people according to the sample size calculation in unknown population. As a result of literature scanning to gather the data that would be used in the research, a questionnaire form of 49 questions which includes inquiries about socio-demographic features, marital relations, reproductive health and last childbirth stories of the participants; and Edingburg Postpartum Depression Scale have been used. Data have been collected with a survey research by just one researcher. EPDS cut-off scores have been considered as 13 and over in our study. Postpartum depression prevalence has been found as %14,3. Psychiatric ilness or premenstrual syndrome in the medical history of mother, marriage without parents’ consent, poor communication with husband, dissatisfaction with the marriage, and unplanned pregnancy has been determined as risk factors for PPD. Primary care providers are the members of a team who are the first ones that come across with a pregnant woman and follow her during the childbirth or during the baby or child follow-up. For this reason this team must follow the mood swings of the (expectant) mother closely and evaluate it in terms of risk factors.