Please use this identifier to cite or link to this item: https://hdl.handle.net/11499/1161
Title: Radikal sistektomide ileal konduit üriner diversiyon ile kontinan üriner diversiyon uygulanan hastalardaki yaşam kalitesinin değerlendirilmesi
Other Titles: Evaluation of quality of life of patients with urinary diversion and ileal conduit after radical cystectomy
Authors: Başer, Aykut
Advisors: Ali Ersin Zümrütbaş
Keywords: Mesane Kanseri
Yaşam Kalitesi
Radikal Sistektomi
Üriner Diversiyon
Bladder Cancer
Quality of Life
Radical Cystectomy
Urinary Diversion
Publisher: Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi
Abstract: Mesane kanseri üriner sistemi en sık etkileyen ve dünyada yaygın görülen kanserler arasındadır. Mesane kanseri evresine ve hastanın tedavi seçimine göre çeşitli tedavi seçenekleri bulunmaktadır. Mesane kanserlerinde uygulanan tedavi seçenekleri hastaların sağlığını olumlu ya da olumsuz etkilediği kadar, hastanın yaşamının diğer alanlarında, örneğin; fiziksel, işlevsel, sosyal alanlarda da değişikliğe neden olmaktadır. Bizde bu çalışmamızda bu tedavi yöntemlerinden biri olan radikal sistektomi ve ileal loop / kontinan diversiyon operasyonu geçiren ve en az 1 yıllık takibi bulunan 53 hastanın klinik, demografik ve yaşam analizi verileri incelenerek, hastaların yaşam kalitesi üzerine etkilerini araştırmayı amaçladık. Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı’nda 2007-2015 yılları arasında radikal sistektomi ve ileal loop / kontinan diversiyon operasyonu geçiren ve en az 1 yıllık takibi bulunan 53 hastanın klinik, demografik verileri Retrospektif olarak, yaşam analizi verileri ise hastalar polikliniğe çağrılarak yüz yüze doldurulan Türkçe validasyonu onaylanmış genel sağlık ölçütü olan Short Form-36 (SF-36) (EK-1), mesane kanseri spesifik yaşam kalitesi ölçümü olan ve yine Türkçe validasyonu olan EORTC QLQ-C30 (version 3.0) (EK-2) ile Türkçe validasyonu olan Beck Depresyon Ölçeği (EK-3) formları sorgularak incelendi. Ayrıca hastalara kendi düşüncelerini ifade edebilecekleri 3 açık uçlu soru ile genel düşünceleri ve yaşadığı sıkıntılar sorgulandı. Veriler SPSS-17 programı kullanılarak istatistiksel olarak değerlendirildi. Sayısal değişkenlikler normal dağılıma uygunlukları Kolmogorow-Smirnov test ile incelendi. Sayısal değişiklikler için tanımlayıcı istatistikler ortalama ± standart sapma, kategorik veriler için sayı ve yüzde olarak ifade edildi. Normal dağılım gösteren sayısal değişkenler bakımından iki grubun karşılaştırılmasında tek yönlü varyans analizi (ANOVA) ve independent-Samples T test kullanıldı, normal dağılım göstermeyen değişkenler için ise two independent-Samples T test kullanıldı. Kategorik yapıdaki değişkenler arasındaki ilişkiler ise Ki-kare testi ile incelendi. Yaşam analizi alt parametreleri ise regresyonyon analizi ile birbiri ile ilişkisi değerlendirildi. Sonuçlar %95 güven aralığında değerlendirildi ve p<0.005 değeri anlamlı olarak kabul edildi. Çalışmamıza 2007-2015 yılları arasında radikal sistektomi ileal loop / kontinan diversiyon operasyonu geçiren 107 hastadan, en az 1 yıllık takibi bulunan ve çalışamaya katılmayı kabul eden 53 hasta alındı. Hastaların 44’ü (% 83) erkek, 9’u (% 17) kadın idi. Çalışma grubundaki hastaların 32’sine (%60,4) ileal loop üriner diversiyon, 21’ine (% 39,6) kontinan üriner diversiyon uygulandı. İleal loop grubunun yaş ortalaması 63.2±9.3, kontinan diversiyon grubunun yaş ortalaması 58.9±9.6 idi. İleal loop grubunun Vücut Kitle Endeksi ortalama 27.8±5.0, kontinan diversiyon grubunun ise 25.9±3.5 olarak hesaplandı ve istatistiksel olarak sınırda anlamlı saptandı.. Her iki grup Charlson Komorbidite İndeksi hesaplandığında ileal loop grubunda 2.3±1.2 olarak saptanırken, kontinan üriner diversiyon grubunda ise 1.8±1.1 olarak saptandı. Her iki grup komorbiditeler yönünden benzer olduğu görüldü. Hastalatın klinik özellikleri incelendiğinde preoperatif böbrek dilatasyonu olan hastalara daha fazla ileal loop üriner diversiyon uygulandığı ve bu seçimin istatistiksel olarak anlamlı olduğu gözlenmiştir. Her iki grubun benzer hospitalizasyon sürelerine sahip olduğu bulunmuştur. Her iki grup için preoperatif bilgisayarlı tomografi veya magnetik rezonans görüntüleme ile yapılan tümör evre ve lenf nodu tutulumları ile postoperatif patolojik tümör evre ve lenf nodu tutulumu açısından gruplar arasında istatistiksel fark olmadığı saptanmıştır. Yaşam analizi değerlendirmesinde, SF-36 fiziksel fonksiyon sorgulamasında kontinan üriner diversiyon lehine istatistiksel olarak pozitif bir fark olduğu (p=0,02), yapılan regresyon analizinde kontinan üriner diversiyonda 0,28 kat fiziksel fonksiyonu daha anlamlı olduğu saptanmıştır.(p=0,036) Diğer özelliklerde ise her iki grubun benzer olduğu görülmüştür. EORTC QLQ C-30 form değerlendirmesinde, Kontinan üriner diversiyon lehine genel işlevde istatistiksel olarak pozitif yönde bir fark gözlenmiş olup yapılan regresyon analizinde etkisinin olmadığı (p=0,224), bulantı-kusma ve ishalde ise ileal loop üriner diversiyon grubunda istatistiksel olarak daha fazla gözlenmiştir. Bulantı-kusma için yapılan regresyon analizinde her iki grup arasında fark olmadığı (p=0,088), ishalde ise yapılan regresyon analizinde ileal loop grubunda istatistiki olarak anlamlı ilişki bulunmuştur (p=0,022). Diğer özelliklerde her iki grup arasında fark gözlenmemiştir. Beck Depresyon formua göre her iki grup incelendiğinde ileal loop grubunda daha yüksek skorlar olduğu, yapılan regresyon analizinde ise diversiyon tipinin Beck depresyon ölçeğinde anlamlı bir etkisinin olmadığı görülmüştür. (OR= -0,25, p=0,061) SF-36 ve EORTC QLQ-C30 yaşam kalitesi sorgulama formları ile her iki grup arasında fark olmadığını, Beck depresyon ölçeğinde ise ileal loop grubunda depresyon yönünden daha fazla dikkatli edilmesi gerektiği saptansada yapılan regresyon analizinde bir fark olmadığı kanaatine varmış bulunmaktayız. Hastaların bireysel ifadesine dayarak belirtilmek gerekir ise aynı diversiyon türünü seçmede kontinan diversiyon grubunun, postoperatif sıkıntılar ile en az karşılamada ise ileal loop grubunun daha avantajlı olduğu görülmektedir. Hangi diversiyon türü olursa olsun onkolojik prensiplerden taviz verilmemesi gerektiği esestır. Hastaya öncelikle preoperatif dönemde bu konu anlatılmalıdır. Sonrasında hastanın diversiyon türlerine yönelik bilgilendirilmesi ve özellikle ileal loop seçimi ön planda ise depresyona yatkınlığının preoperatif olarak değerlendirilmesi gerektiği kanaatindeyiz.
Bladder cancer is a type of cancer that affects the urinary system most and is among the most prevalent cancers in the world. There are different alternatives in treatment based on the stage of the cancer and patient’s own decision. The treatment options applied in bladder cancer, along with its positive and negative effects on patient’s health condition, also has effects on other areas of the patients’ life; causing changes in the physical, functional and social fields. In this study we looked into the clinical, demographic, and lifestyle analysis data of 53 patients who underwent radical cystectomy and ileal loop / continent diversion surgery and had at least 1 year of follow-up period; we aimed to investigate the treatment's effects on quality of life of patients. The clinical and demographic data of 53 patients who underwent radical cystectomy and ileal loop / continent diversion surgery and had at least 1 year of follow-up period, were studied retrospectively. To study the lifestyle analysis data, the patients were called to the polyclinic to fill out the Short Form-36 (SF-36); an approved health status survey that has a Turkish validation, EORTC QLQ-C’’30 (version 3.0); a bladder cancer-specific quality of life survey that has a Turkish validation, and Beck Depression Inventory that also has a Turkish validation. Also, to inquire into the thoughts and problems of the patients, 3 open-ended questions were asked where patients could express their own thoughts freely. The data was statistically evaluated using SPSS-17 software. Quantitative variables’ coherence to normal distribution was analyzed with Kolmogorov-Smirnov test. Descriptive statistics for quantitative variables were expressed as “average ± standard deviation”, categorical data was expressed as number and percentage. Comparison of the two groups in terms of quantitative variables that show normal distribution, one-way analysis of variance (ANOVA) and independent-Samples T test were used. For variables that show non-normal distribution, two independent-Samples T test was used. Relations between categorical variables were analyzed using Chi-squared test. Life analysis sub-parameters’ association with each other was evaluated with regression analysis. The results were evaluated in %95 confidence interval and p<0.005 was accepted as significant value. Out of 107 patients who underwent radical cystectomy and ileal loop / continent diversion surgery between years 2007-2015, 53 patients (who had at least 1 year of follow-up period and agreed to participate) participated the study. 44 of patients (%83) were male, 9 patients (%17) were female. 32 of the patients in the study group (%60.49) underwent ileal loop urinary diversion, 21 of patients (%39.6) underwent continent diversion. The average age for ileal loop group is 63.2±9.3, for continent diversion group its 58.9±9.6. Body Mass Index was calculated 27.8±5.0 for ileal loop group and 25.9±3.5 for continent diversion group. According to calculation of Charlson comorbidity index, the similarity of ileal loop group and continent diversion group were observed. Charlson comorbidity index value of ileal loop group was 2.3±1.2, continent diversion was 1.8±1.1 When the clinical features of patients were analyzed, the patients who had preoperative kidney dilatation has shown more implementation of ileal loop urinary diversion and this implementation was observed to be statistically significant. It was found that both of these groups had the same hospitalization duration. It was determined that there is no difference between both group by examining tumor stages with preoperative computer tomography or MR scanning, postoperative pathologic tumor stages with lymph node involvement and lastly lymph node involvement. It is detected in the assessment of survival analysis that statistically there is a positive difference (p=0.02) in SF-36 physical function examination foot the good of continent urinary diversion while the regression analysis applied showed that in continent urinary diversion its physical function is 0,28 times more significant. (p=0.036).It was observed that both group are similar in the other specialties. In the form assessments of EORTC QLQ C-30, a positive difference for the good of continent urinary diversion in basic functions statistically was observed, while it is not effective in the regression analysis applied (p=0,224), and for nausea, vomiting and diarrhea it was observed further statistically in ileal loop urinary diversion group. It is determined that there is no difference between the groups in the regression analysis which is for nausea-vomiting (p=0.088). However, in case of diarrhea, semantic relation is found in the group of ileal loop statistically (p=0.022). It was observed that there is no difference between the groups in other features. When both groups are examined according to Beck Depression Form it is observed that ileal loop group had higher scores, according to applied regression analysis diversion type had no significant effect on Beck Depression Scale(OR= -0,25, p=0,061). Although we found that there is no difference between two groups with the help of SF-36?EORTC QLQ C-30 life quality forms and we should be more careful about ileal loop group because of depression which is realized in Beck depression scale, we came up with a result that there is no variety in the regression analyze. If it must be put out in accordance with patients individual statements; it’s observed that group of continent diversion is more advantageous to select the same diversion; although, ileal loop group is more useful when it comes to facing with less postoperative problems. It’s essential not to make concessions to oncologic principles whichever diversion type it is. First of all, this subject would be instructed to the patient in preoperative period. Later on, we are at the opinion that patient must be informed about diversion types and, especially if patients choose of ileal loop is in the foreground patient’s tendency of depression must be considered preoperatively.
URI: https://hdl.handle.net/11499/1161
Appears in Collections:Tıp Fakültesi Tez Koleskiyonu

Files in This Item:
File Description SizeFormat 
Aykut Başer.pdf1.83 MBAdobe PDFThumbnail
View/Open
Show full item record



CORE Recommender

Page view(s)

228
checked on Aug 24, 2024

Download(s)

206
checked on Aug 24, 2024

Google ScholarTM

Check





Items in GCRIS Repository are protected by copyright, with all rights reserved, unless otherwise indicated.