Please use this identifier to cite or link to this item:
https://hdl.handle.net/11499/1876
Title: | Kolposkopik incelemesi yapılan hastaların sosyodemografik ve klinik parametrelerinin değerlendirilmesi | Other Titles: | Evaluation of the sociodemographic and clinic parameters of the patients undergoing colposcopic examination | Authors: | Çetinay, Ozan | Advisors: | Ömer Tolga Güler | Keywords: | Servikal Kanser Kolposkopi Humanpapilloma Virüs Cervical Cancer Colposcopy Humanpapilloma Virus |
Publisher: | Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi | Abstract: | Servikal kanser, gelişmekte olan tarama ve tedavi yöntemlerine rağmen, halen dünya çapında önemli bir morbidite ve mortalite nedenidir. Etkin tarama yöntemi bulunmayan bölgelerde ise tüm kadın kanserleri arasında ikinci sıradadır. Human papillomavirüs (HPV) servikal kanser gelişiminde merkezi bir noktadadır. Bu nedenle bir çok ülke tarama programları içerisine HPV testini de entegre etmeyi planlamaktadır. Ülkemizde son yıllarda servikal kanser taramasında önemli bir atılım yapılmış ve geniş sayıda kadınlara ulaşılmaya başlanmıştır. Bu tarama programı içerisinde hem Papanicolaou (Pap) smear testi hem de HPV testi beraber kullanılmaktadır. Tarama sonucu riskli çıkan hastalar ise kolposkopi için ileri merkezlere refere edilmektedirler. Bu refere edilen hastaların sonraki bulguları ile ilgili veriler tarama programının takibi ve modifikasyonları için oldukça önem arz etmektedir. Bu çalışmada ulusal servikal kanser tarama programı neticesinde yüksek riskli bulunarak kolposkopi için refere edilen toplam 80 hasta değerlendirilmiştir. Tüm hastalara kolposkopi yapılmış olup anormal kolposkopi bulguları izlenen olgulardan biyopsi alınmıştır. Bu biyopsi sonuçlarına göre tüm olguların %31,3’ünde yüksek dereceli lezyon izlenmiştir. Yakalanan invaziv kanser vakası olmamıştır. Hastalarda başvuru sırasında en çok izlenen HPV tipleri sırası ile diğer olarak kodlanan tipler, 16, 18, 58, 31 ve 68 olarak kayıt edilmiştir. Toplamda 51 (%63,75) HPV pozitifliğinde 16 ve 18’den farklı tipler bulunmuştur. Dikkat çekici olarak histopatolojide yüksek dereceli lezyon çıkma oranı, HPV 16 ve veya 18 pozitif olan grup ile bunların dışındaki tiplerin pozitif olduğu grup karşılaştırıldığında birbirlerine yakın olarak izlenmiştir (sırası ile %34,4 ve %29,4). Nihai tanısı yüksek dereceli lezyon olan hastalardan %28’inin başvuru sırasındaki Pap smear sonucu normal, %20’sinin ASC-US olduğu göze çarpmıştır. Servikal kanser tarama programındaki sonuçlar ile kesin histopatolojik tanı arasında ilişki bulunmaktadır. Ancak taramada saptanan düşük dereceli bulguların ve HPV 16-18 dışındaki tiplerin de belirgin bir oranda yüksek dereceli lezyonlar ile birlikte olabileceği gözlenmektedir. Bu nedenle tarama testi pozitif olarak saptanan olgulardaki akış şemasının belirlenmesi için ulusal verilerimiz oldukça önemlidir. Bu kapsamdaki veriler biriktikçe tarama pozitif olan hastalarda yüksek dereceli lezyon varlığı ve mevcut lezyonların klinik seyri açısından daha hassas risk faktörlerinin belirlenmesi mümkün olabilir. Bu sonuçlar ayrıca gelecekte olası bir HPV aşılama programının planlanması için de gereklidir. Bu amaçla geniş serili ve uzun süreli takip sonuçlarını içeren çalışmalara ihtiyaç bulunmaktadır. Cervical cancer is still one of the leading causes of morbidity and mortality among women worldwide despite enhancing screening and treatment modalities. In areas lacking effective screening programs, it is the second most common cancer in women. Humanpapilloma virus (HPV) has a pivotal role in the pathogenesis of the disease. Several countries therefore plan to implement HPV testing in to screening programs. Turkey achieved notable success in cervical cancer screening during the last decade. Turkey has been combining HPV testing along with Papanicolaou smear test is its national program. Screen positive cases have been referred to colposcopy. Evaluation of these cases along with their presentation and follow-up data has crucial importance for monitoring and modifying the screening program. In this study we have evaluated 80 cases referred to our colposcopy unit for being screen positive in screening program. All cases undergone colposcopy and biopsy was obtained when needed. Among all biopsies, 31.3% was found to have high-grade lesions. No invasive cancer was detected. The most common HPV types during presentation were as follows; 16, 18, 58, 31 and 68. Totally 51 (%63.75%) cases were found to be have HPV infection other than HPV 16 and/or 18. When the cases with HPV 16-18 and the ones without HPV 16-18 were compared, both groups were found to have similar rates of high-grade lesion on histopathology (34.4% vs. %29.4). Regarding the cases with definitive high-grade lesion diagnosis, 28% and 20% were found to have normal cytology result and ASC-US respectively. Results of the cervical screening program in some degree correlate with the histopathological diagnosis. However, there are also several cases presenting with low-grade cytological abnormalities or HPV types other than 16-18, whom turned out to have high-grade lesions. Therefore, national data is very important to specify the optimal management options for the screen positive patients. More sensitive prognostic factors may be clarified by means of the accumulating data. Such data is also very important for planning a HPV vaccination program. There is a need for large and prospective studies involving the long-term results of these patients. |
URI: | https://hdl.handle.net/11499/1876 |
Appears in Collections: | Tıp Fakültesi Tez Koleskiyonu |
Files in This Item:
File | Description | Size | Format | |
---|---|---|---|---|
Ozan Çetinay.pdf | 919.7 kB | Adobe PDF | View/Open |
CORE Recommender
Page view(s)
98
checked on Aug 24, 2024
Download(s)
300
checked on Aug 24, 2024
Google ScholarTM
Check
Items in GCRIS Repository are protected by copyright, with all rights reserved, unless otherwise indicated.