Please use this identifier to cite or link to this item: https://hdl.handle.net/11499/2320
Title: İdrar yolu enfeksiyonu geçiren çocuklarda klinik ve laboratuvar bulguların renal hasarlanma ile ilişkisi
Other Titles: The correlation between renal injury and clinical and laboratory findings in children who develop urinary tract infection
Authors: Seyhan, Burçin
Advisors: Selçuk Yüksel
Keywords: Malformasyonlar
Abnormalities
Radyonüklid Görüntüleme
Radionuclide İmaging
Çocuk Hastalıkları
Child Diseases
Çocuklar
Children
Üriner Sistem
Urinary Tract
Üriner Sistem Enfeksiyonları
Urinary Tract Infections
Publisher: Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi
Abstract: İdrar yolu enfeksiyonu çocukluk çağının en önemli ve sık görülen enfeksiyon hastalıklarından birisidir. Üst üriner sistem enfeksiyonları ciddi renal hasarlanmaya yol açabilmektedir ve bu renal hasarlanma da ileri dönemlerde hipertansiyon, gebelik komplikasyonları, kronik böbrek yetmezliğine kadar ilerleyen bir seyir gösterebilir. Bununla birlikte idrar yolu enfeksiyonuna sekonder renal skar gelişmesinden sorumlu etkenler hala net değildir. Bu çalışmada akut piyelonefrit kliniği ile başvuran hastalarda renal hasar gelişimindeki risk faktörlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışmamızda Pamukkale Üniversitesi çocuk nefroloji polikliniğinde idrar yolu enfeksiyonu tanısı ile takipli hastaların dosyaları retrospektif olarak değerlendirildi. Akut piyelonefrit tanısı idrar kültürü ve klinik bulgular ile kanıtlanmış ve Dimerkaptosuksinik asit renal sintigrafisi çekilmiş 197 hasta çalışmaya dahil edildi. İdrar kültürü ile idrar yolu enfeksiyonu tanısı kesinleştirilemeyen hastalar, major ürogenital sistem anomalisi, anorektal malformasyonu, nörolojik anomalisi olanlar, obstrüktif anomali varlığı, DMSA'lı sintigrafi çekilmemiş hastalar çalışma dışı bırakıldı. Hastaların başvuru sırasında saptanan ve anamnezden elde edilen klinik ve laboratuar verileri incelendi. Kız hastaların sayısı (n:153) erkek hastaların sayısından (n:44) anlamlı olarak daha yüksek saptandı (p<0.001). Bununla birlikte erkek hastaların yaş ortalaması kız hastalardan (4.7±4 yıl vs 5.45±3.9 yıl) daha küçük bulundu (p<0.001). Çalışmamızda hastaların tedavi öncesi ateş düzeyinin 38ºC ve üzerinde olması, klinik bulguların iki gün ve daha fazla süredir devam ediyor olması, tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonu varlığı, beyaz küre sayısı, polimorfonükleer lökosit sayısı, eritrosit sedimentasyon hızı ve C-reaktif protein yüksekliğinin renal hasarlanmayı artırdığı tespit edildi (p<0.001). Ultrasonografi ve voiding sistoüretrografinin renal hasarlanmayı gösterme açısından düşük sensitiviteye sahip olduğu görüldü. İdrar yolu enfeksiyonu ciddiyetle ele alınıp değerlendirilmesi gereken önemli bir enfeksiyon hastalığıdır. Hastaların başvuruları sırasında tespit edilen klinik ve laboratuvar verileri ile renal hasarlanma oranı belirlenebilir. Uzun dönemdeki ciddi komplikasyonları düşünüldüğünde uygun takip ve tedavi ile morbidite ve mortalite oranı azaltılabilir.
Urinary tract infection is one of the most important and common infectious diseases in childhood. Upper urinary system infections can lead to serious renal damage and this renal damage can process even to hypertension, complications in pregnancy and chronic renal failure in the future. However the factors responsible for development of renal scar secondary to urinary tract infection is still unclear. The aim of this study was to determine the risk factors for the development of renal injury in patients presenting with signs and symptoms of acute pyelonephritis. In our study, the patients diagnosed with urinary tract infection in Pamukkale University Pediatric Nephrology Department were evaluated retrospectively. One hundred and ninety seven patients diagnosed with acute pyelonephritis were proven by clinical findings and urine culture were taken to the study. Dimercaptosuccinic acid renal scintigraphy of all patients were also recorded. Children with known major urogenital anomalies, anorectal malformation, neurological disease, obstructive anomalies and the patients who had not diagnosed with urine culture and dimercaptosuccinic acid renal scintigraphy were excluded. Clinical and laboratory data obtained from anamnesis and determined during the applications were examined. Number of female patients (n:153) was significantly higher than the number of male patients (n:44) (p<0.001). However mean age of the male patients was younger than those of the female patients (4.7±4 year vs 5.45±3.9 year) (p<0.001). In our study, the level of fever is over 38ºC during the pre-treatment, duration of illness (?2 days), the presence of recurrent urinary tract infection, high white blood cell count, polymorphonuclear leukocyte, erythrocyte sedimentation rate and C-reactive protein findings were found to increase renal injury (p<0.001). It was seen that ultrasonography and voiding cystourethrogram had low sensitivity in order to show renal injury. Urinary tract infection is an important infectious disease that should be considered and handled seriously. Renal injury rate can be determined by clinical and laboratory data identified during the admission of patients. Considering the long-term serious complications, morbidity and mortality can be reduced with appropriate management and treatment.
URI: https://hdl.handle.net/11499/2320
Appears in Collections:Tıp Fakültesi Tez Koleskiyonu

Files in This Item:
File Description SizeFormat 
Burçin SEYHAN.pdf37.41 MBAdobe PDFThumbnail
View/Open
Show full item record



CORE Recommender

Page view(s)

118
checked on May 27, 2024

Download(s)

34
checked on May 27, 2024

Google ScholarTM

Check





Items in GCRIS Repository are protected by copyright, with all rights reserved, unless otherwise indicated.