İntakt ve intakt olmayan kord sıvazlamasının etkilerinin klinik ve NIRS (near ınfrared spectroscopy) ölçümü ile değerlendirilmesi

Abstract

Hem geç kord klempleme (G-KK) hem de intakt kord sıvazlama (İ-KS) ile etkili plasental transfüzyon sağlansa da resüsitasyon ihtiyacı olan bebeklerde bu iki yöntem de kullanılamamaktadır. Bu çalışmanın amacı geçiş döneminde plasental transfüzyona ve resüsitasyona izin veren kesilmiş umbilikal kord sıvazlamasının (KKS) etkisini araştırmaktır. Sağlıklı, term 62 bebek K-KS ve İ-KS gruplarına randomize edildi. Yaklaşık 25-30 cm uzunluğundaki umbilikal kord, K-KS grubunda kord kesildikten sonra, İKS grubunda ise kord hala intakt iken ilk 20 saniye içinde bebeğe doğru 2-4 defa sıvazlandı. Postnatal 2-15. dakikalarda arteryel oksijen satürasyonu (SpO2), serebral rejyonel oksijen satürasyonu (srSO2), kalp hızı ile postnatal 15-30 dakika içinde arteryel kan basıncı, postnatal 6. saatte hemoglobin ve hematokrit düzeyleri ile her iki teknikten sonra plasentada kalan kan hacimleri değerlerine bakıldı. Serebral fraksiyone doku oksijen ekstraksiyonu (sFOE) hesaplandı. Gruplar arasında ortalama gebelik haftası (39.0±1.2, 38.8±1.1), doğum ağırlığı (g) (3351.45±254.30, 3256.94±285.52), 1. ve 5. dakika Apgar skoru [(8.8±0.3, 8.9±0.3), (10±0, 10±0)], ilk soluma zamanı (sn) (5.42±3.87, (5.74±4.13), 2-15. dakikalar arası SpO2, srSO2, sFOE, arteryel kan basıncı (mmHg) (52.9±6.9, 51.8±5.7), hemoglobin (g/dl) (17.7±1.8, 18.4±1.4) ve hematokrit düzeyleri (%) (53±5.6, 55.3±4.4) ile kilo başına plasentada kalan kan hacmi (ml/kg) (23.9±4.7, 22.9±5.4) açısından anlamlı fark saptanmadı. Sonuç olarak, bu çalışma ile geçiş dönemindeki term bebeklerin hemodinamik adaptasyonunda K-KS’nin İ-KS kadar etkili olduğu gösterilmiştir. Bu bilgiler ışığıda resüsitasyon ihtiyacı nedeniyle erken kord klempleme uygulanan bebeklerde kesilmiş kord sıvazlaması ile plasental transfüzyonun sağlanabileceğini önermekteyiz.

Although both delayed umbilical cord clamping and intact umbilical cord milking (I-UCM) provides effective placental transfusion at birth, these procedures may not be used in neonates who need resuscitation. The aim of this study is to investigate the effect of cut umbilical cord milking (C-UCM), which permits placental transfusion and resuscitation at transition period. Sixty-two term infants were randomized into C-UCM and I-UCM groups at birth. Approximately 25-30cm length of cord was milked towards the baby 2-4 times within 20 seconds after birth in both C-UCM and I-UCM groups while the umbilical cord was cut in the former, and intact in the latter. Arterial oxygen saturation (SpO2), cerebral regional oxygen saturation (crSO2), heart rate (2nd-15th minutes), arterial blood pressure (within 15-30 minutes), hemoglobin levels (at the 6th hour), and residual blood volume in the placenta were monitored during transition period after birth. Cerebral fractional tissue oxygen extraction (cFOE) was calculated. There were no significant differences in terms of mean gestational age (w)[(39.0±1.2) vs (38.8±1.1)], birth weight (g)[(3351.45±254.30) vs (3256.94±285.52)], Apgar scores at the 5th minute, first breathing time, SpO2, crSO2, cFOE, arterial blood pressure (mmHg)[(52.9±6.9) vs (51.8±5.7)], hemoglobin levels (gr/dl)[(17.7±1.8) vs (18.4±1.4)], hematocrit levels (%) [(53±5.6) vs (55.3±4.4), p>0.05], and residual blood volume per kilogram of infant weight (ml/kg)[(23.9±4.7) vs (22.9±5.4)] between C-UCM and I-UCM groups (p>0.05). This study showed that C-UCM is as effective as I-UCM at hemodynamic adaptation of term infants in transition period. In light of these results, we suggest that C-UCM can provide placental transfusion in neonates who undergo immediate cord clamping due to resuscitation requirement.