Please use this identifier to cite or link to this item: https://hdl.handle.net/11499/35102
Title: Obezitesi olan ve olmayan ergenlerin emosyon regülasyon güçlükleri, yürütücü işlevler ve emosyonel yeme açısından karşılaştırılması
Other Titles: Comparison of emotion regulation difficulties, executive functions and emotional eating in adolescents with and without obesity
Authors: Tarakcıo, Zeliha
Advisors: Kabukçu Başay, Bürge
Keywords: Obezite
emosyon regülasyonu
duygusal yeme
yürütücü işlevler
Obesity
emotion regulation
emotional eating
executive functions
Publisher: Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi
Abstract: Çocukluk döneminde olgunlaşan beslenme alışkanlıklarının modern çağ etkileşimi ile bozulması neticesinde ergenlikte ve ileriki yaşlarda kalıcı obezite ve psikososyal sorunların ortaya çıkması kaçınılmazdır. Bu nedenle, çocukluktan itibaren obezitenin tüm yönleri ile ele alınması ve gelişim süreci devam eden bireylerin yeme alışkanlığı ve emosyonel durumlarının takibi önemlidir. Çalışmamızda, ergenlikte obezite ile emosyon regülasyonu, yeme alt tipleri, duygusal yeme, dürtüsellik ve yürütücü işlevler arasındaki ilişkinin incelenmesi; ayrıca, ergenin psikososyal uyumu ve sağlıkla ilişkili olabilecek kendisine ve ailesine ait ek parametrelerle obezite ilişkisinin araştırılması amaçlanmıştır. Çalışmamız, 14-17 yaş arası obezitesi olan ergenleri ve obez veya fazla kilolu olmayan sağlıklı kontrolleri içeren kesitsel bir çalışma olarak tasarlanmıştır. Pamukkale Üniversitesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı-Çocuk Endokrinoloji Bilim Dalı’nda obezite tanısıyla takip edilen 52 hasta ile yaş ve cinsiyet bakımından uyumlu 52 sağlıklı kontrol çalışmaya dahil edilmiştir. Kronik tıbbi hastalığı ve önemli akut tıbbi hastalığı olanlar ile, Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı-5’e (DSM-5) dayalı görüşmeye göre şimdi veya geçmişte psikiyatrik bozukluk tanısı bulunanlar çalışmaya dahil edilmemiştir. Çalışma kapsamında katılımcıların boy, kilo ve Vücut Kitle İndeksi (VKİ) persantil değerleri kaydedilmiştir. Katılımcıların sosyodemografik verileri ve sağlıkla ilgili bilgilerini sorgulayan form doldurulmuştur. Yeme alt tipleri için Hollanda Yeme Davranışı Anketi, duygusal yeme için Duygusal Yeme Ölçeği- Çocuk ve Ergen Formu, emosyon regülasyonu için Duygu Düzenlemede Zorluklar Ölçeği, dürtüsellik için Barratt Dürtüsellik Ölçeği 11- Kısa Formu, yürütücü işlevlerden karar vermeyi değerlendirme amacıyla Iowa Kumar Testi, yine yürütücü işlevlerden inhibisyon/disinhibisyonu değerlendirme amacıyla Go/NoGo testi uygulanmıştır. Çalışmamızın verileri incelendiğinde; olgu ile kontrol gruplarının kıyaslamasında dürtüsellik (p=0,511), emosyon regülasyonu (p=0,142), duygusal yeme (p=0,726) ve yeme tipleri (p=0,547) ölçek toplam puanları bakımından farklılık saptanmamıştır. Ölçeklerin alt ölçek puanları gruplar arasında karşılaştırıldığında ise, yalnızca yeme alt tipleri açısından Kısıtlayıcı Yeme alt ölçeğinde olgu grubunun kontrol grubuna göre anlamlı şekilde yüksek puan aldığı tespit edilmiştir (p=0,022). Iowa testi skorları kıyaslandığında kontrol grubu olgu grubuna göre anlamlı şekilde yüksek skorlara sahip bulunmuş, başka bir ifadeyle kontrol grubunun olgu grubuna göre daha iyi karar verme becerilerine sahip olduğu anlaşılmıştır (p=0,011). Go/NoGo test parametreleri için ise gruplar arası istatistiksel olarak anlamlı farklılık tespit edilmemiştir. VKİ persantil ile çalışma parametreleri arasındaki olası ilişki araştırıldığında, artan VKİ persantili ile kısıtlayıcı yeme, bozulan Iowa skoru ve Go/NoGo test parametreleri arasında ilişki olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca lineer regresyon analizi ile kısıtlayıcı yemenin (B=0,306; p=0,001), azalan Iowa skorunun (daha olumsuz karar verme becerisi) (B=-0,223; p=0,015) ve Go/NoGo testi doğru oranındaki azalmanın (azalan inhibituvar kontrol) (B=-0,206; p=0,024) VKİ persantil değerindeki artışı yordadığı bulunmuştur. Daha iyi okul ödevi yapabilme becerisinin obezite açısından koruyucu olduğu (Odds Oranı=0,275), akrabada kilo problemi bulunmasının obezite riskini yaklaşık 5,3 kat artırdığı ve kısıtlayıcı yemenin de obezite riskini 1,07 kat artırdığı bulunmuştur. Bu çalışma, bildiğimiz kadarıyla obezitesi olan ergen popülasyonundaki emosyon regülasyonu, yeme alt tipleri, duygusal yeme, yürütücü işlevler ve dürtüsellik arasındaki ilişkiyi birlikte değerlendiren ve bulguları sağlıklı kontrollerin verileriyle kıyaslayan ilk çalışmadır. Çalışmamızda, obezitenin yürütücü işlevlerden karar verme ve inhibituvar kontrol ve kısıtlı yeme ile ilişkili olduğu; ayrıca akrabada yeme problemi varlığında obezite riskinin belirgin şekilde arttığı, ergenin düzenli ödev yapma becerisine sahip olmasının da obezite açısından koruyucu olduğu gösterilmiştir. Bu nedenle obez olan ergenlerde obezitenin etkisinin değerlendirilmesinde ve kilo yönetiminde bu parametreler göz önünde bulundurulmalıdır.
It is inevitable for permanent obesity and psychosocial problems to appear in adolescence and later years as a result of the deterioration of the eating habits that mature in childhood with the interaction of modern age. In this sense, it is very important to deal with all aspects of obesity since childhood, and it is important to follow the eating habits and emotional states of individuals in the psychosocial development period. In our study, we aimed to investigate the relationship between obesity and emotion regulation, emotional eating, impulsivity, and executive functions in adolescence. Besides, the psychosocial adjustment of the adolescent and additional parameters belonging to him and his family, which may be related to health, were also evaluated. In this way, it is thought that it can contribute to the development of preventive and therapeutic interventions targeting obesity-related disorders psychosocially. Our study was designed as a cross-sectional study involving 14-17 age adolescent obese individuals and healthy controls. In the study, 52 patients followed up with the diagnosis of Obesity in Pamukkale University Department of Child Health and Diseases-Department of Child Endocrinology, and 52 healthy controls compatible with age and gender were included in the study. Those with chronic medical disease and significant acute medical disease and those diagnosed with psychiatric disorders now or in the past according to the interview based on the Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders-5 (DSM-5) were not included in the study. Within the scope of the study, the height, weight and Body Mass Index (BMI) percentiles of the participants were recorded. The form that questions the sociodemographic data and health information of the participants has been filled. The test we used were as follows: Dutch Eating Behavior Questionnaire for eating subtypes, Emotional Eating Scale- Child and Adolescent Form for emotional eating, Difficulties in Emotion Regulation Scale for emotion regulation, Barratt Impulsiveness Scale11- Short Form for impulsivity, Iowa Gambling Test for decision-making from executive functions, and Go/NoGo test for inhibition/disinhibition from executive functions. When the data of our study are examined; there was no difference in the total scores of impulsivity (p=0.511), emotion regulation (p=0.142), emotional eating (p=0.726) and eating types (p=0.547) in the comparison of the case and control. When the subscale scores of the scales were compared between the groups, it was found that the case group scored significantly higher than the control group in the Restrictive Eating subscale only in terms of eating subtypes (p=0.022). When Iowa test scores were compared, the control group had significantly higher scores than the case group, in other words, it was understood that the control group had better decision-making skills than the case group (p=0.011). No statistically significant difference was found between the groups for Go/NoGo test parameters. When the possible relationship between BMI percentile and study parameters was investigated, there was a relationship between increased BMI percentile and restrictive eating, impaired Iowa score and Go/NoGo test parameters. In addition, with linear regression analysis, restrictive eating (B=0.306; p=0.001), decreased Iowa score (more negative decision-making ability) (B= -0.222; p=0.015) and Go/NoGo test correct rate decrease (decreased inhibitory control) (B= -0.206; p=0.024) predicted the increase in BMI percentile value. The ability to do better school assignment was protective in terms of obesity (Odds Ratio=0.275), having a relative weight problem increased the risk of obesity by 5.3 times and restrictive eating increased the risk of obesity by 1.07 times. This study, as we acknowledge, is the first study to evaluate the relationship between emotion regulation, eating subtypes, emotional eating, executive functions, and impulsivity in the adolescent population and compare the findings with the data of healthy controls. In our study, obesity was associated with executive functions, decision making and inhibitory control, and limited eating; it has also been shown that the risk of obesity increases significantly in the presence of eating problems in relatives and that the adolescent's ability to do homework is protective in terms of obesity. For this reason, these parameters should be considered in the evaluation of the effect of obesity and weight management in obese adolescents.
URI: https://hdl.handle.net/11499/35102
Appears in Collections:Tıp Fakültesi Tez Koleskiyonu

Files in This Item:
File Description SizeFormat 
Zeliha-tarakcıo-tez.pdf.pdf5.41 MBAdobe PDFView/Open
Show full item record



CORE Recommender

Page view(s)

580
checked on Aug 24, 2024

Download(s)

638
checked on Aug 24, 2024

Google ScholarTM

Check





Items in GCRIS Repository are protected by copyright, with all rights reserved, unless otherwise indicated.