Please use this identifier to cite or link to this item:
https://hdl.handle.net/11499/35270
Title: | Karotis endarterektomi yapılan hastalarda eversiyon yöntemi ile modifiye eversiyon yönteminin karşılaştırılması | Other Titles: | Comparison of eversion method and modified eversion method in patients undergoing carotid endarterectomy | Authors: | Şimşek, Şafak | Advisors: | Baltalarlı,Ahmet | Keywords: | Karotis Endarterektomi Eversiyon, Klasik Modifiye İnme Restenoz Carotid Endarterectomy Eversion Classic Modified Stroke |
Publisher: | Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi | Abstract: | Beyin dokusunun perfüzyonunun bozulması sonucu meydana gelen inme, ciddi bir halk sağlığı sorunudur. Özellikle yaşlı popülasyonda mortalite ve morbiditenin en önemli sebeplerindendir. Etiyolojisine bakıldığında inmelerin %85’i iskemik kaynaklı iken, iskemik nedenlerin yaklaşık %10-15’i ise aterosklerotik zeminde karotis arter darlığı nedeniyle oluşmaktadır.İnmelerin karotis arter darlığı ile ilişkisi saptanıldığından itibaren karotis arterlerdeki lezyonlara müdahale edilmeye çalışılmıştır. Görüntüleme yöntemlerinin de gelişmesi ile beraber karotis arter stenozu erken ve daha kolay tanı almaya başlamıştır. Özellikle 1980’li yılların sonlarında karotis arter cerrahisi ile ilgili başarılı çalışmaların yayınlanması ile birlikte -NASCET (North Ameriacan Symptomatic Carotis Endarterectomy Trial) gibi- ciddi darlıklarda cerrahi tedavinin medikal tedaviye üstünlüğünün gösterilmesi; karotis arter cerrahisi uygulamasının dünya çapında sıklığını artmıştır.İlk zamanlar cerrahi olarak karotis arter endarterektomi ve klasik eversiyon teknikleri uygulanmaktaydı. Ancak karotis arter cerrahisinin başarısının ve yapılma sıklığının artması, kısa ve uzun dönem sonuçlarının ortaya çıkması ile cerrahlar birçok etkeni göz önüne alarak (anestezi şekli, şant kullanımı vb.) ideal cerrahi yöntemini aramaya başlamışlardır. Cerrahi tecrübenin artması ile beraber mevcut cerrahi teknikler değişmeye ve gelişmeye başlamıştır. Zamanla modifiye eversiyon ve klasik endarterektomi sonrasında yama ile kapama teknikleri de uygulanmaya başlanmıştır. Her tekniğin birbirine göre farklı avantaj ve dezavantajları mevcuttur. Günümüzde halen bu tekniklerin birbirlerine göre farklılıkları araştırılmakta, kısa ve uzun dönem sonuçları analiz edilmekte ve hastalar için en ideal teknik uygulanmaya çalışılmaktadır.Klasik eversiyon ve modifiye eversiyon tekniği sık kullanılan tekniklerden olup uzun dönem sonuçları incelenmiştir. Çalışmaya Pamukkale Üniversitesi Kalp ve Damar Cerrahisi Kliniği’nde Ocak 2014 ve Aralık 2018 tarihinde ciddi karotis arter darlığı sebebiyle opere edilen 61 hasta dâhil edilmiştir. Bu hastaların 40’ı modifiye eversiyon tekniği ile 21’i ise klasik eversiyon tekniği ile opere edilmiştir. Çalışmaya katılan hastaların demografik verileri, opere olmadan önceki semptom durumları, görüntüleme teknikleri, ek hastalıkları, cerrahi sırasında uygulanan anestezi yöntemleri, şant kullanımı, postoperatif nörolojik durumları gibi birçok bağımsız değişken araştırma kapsamına dahil edilmiştir. Sonrasında hastalar uzun dönem sonuçlarının değerlendirilmesi için kontrole çağırılmıştır. Nörolojik durumları değerlendirilmiş ve restenoz açısından karotis doppler ultrason yapılmıştır.Çalışma sonunda yaptığımız değerlendirmede; klasik eversiyon ve modifiye eversiyon teknikleri arasında, uzun dönemde restenoz, nörolojik defisit ve inme görülmesi yönünden istatiksel olarak anlamlı bir farklılık görülmemiştir. Buna ek olarak çalışma kapsamında ele alınan risk faktörleri ile restenoz, nörolojik defisit ve inme arasında da direk ilişki bulunamamıştır. Çalışma sonunda elde edilen bulgular literatürden alınan bilgiler ışığında tartışılmıştır. Stroke as a result of impaired brain tissue perfusion is a serious public health problem. It is one of the most important causes of mortality and morbidity especially in the elderly population. When the etiology is examined, 85% of strokes are ischemic, while 10-15% of ischemic causes are caused by carotid artery stenosis on atherosclerotic ground.Since the strokes were found to be associated with carotid artery stenosis, scientists have tried to intervene in lesions of the carotid arteries. With the development of imaging methods, carotid artery stenosis has begun to be diagnosed earlier and more easily. Especially in the late 1980s, the frequency of carotid artery surgery has increased worldwide with the publication of successful studies such as NASCET related to carotid artery surgery and demonstrating the superiority of surgical treatment to only medical treatment in severe stenosis.Initially, carotid artery endarterectomy and classical eversion techniques were performed surgically. However, with the increase in the success and frequency of carotid artery surgery and the emergence of short- and long-term results, surgeons have begun to look for the ideal surgical method, considering many factors (anesthesia type, shunt use, etc.). With the increase of surgical experience, the existing surgical techniques have started to change and develop. Over time, patch closure techniques following classical endarterectomy and modified eversion have also started to be applied. Each technique has different advantages and disadvantages. Today, the differences between these techniques are still being investigated, short and long term results are being analyzed and the most ideal technique is tried to be applied for patients. The classical eversion and modified eversion technique is one of the commonly used techniques and the long-term results are examined. Sixty-one patients were included in the study operated at Pamukkale University Cardiovascular Surgery Clinic in January 2014 and December 2018 due to severe carotid artery stenosis. Forty of these patients were operated with modified eversion technique and twenty-one were operated with classical eversion technique. Many independent variables were included in the research such as demographic data of the patients participating in the study, symptom conditions and imaging techniques prior to the surgery, additional diseases, anesthesia types applied during surgery, use of shunts, and postoperative neurological conditions. The patients were then invited for a checkup to evaluate their long-term results. Neurological conditions were evaluated and carotid doppler ultrasounds were performed for restenosis. As a conclusion, there was no statistically significant difference between classical eversion and modified eversion techniques in terms of long-term restenosis, neurological deficit and stroke. In addition, there was no direct relationship among the risk factors considered in the study and restenosis, neurological deficit and stroke. Findings obtained at the end of the study were discussed in the light of the information obtained from the literature. |
URI: | https://hdl.handle.net/11499/35270 |
Appears in Collections: | Tıp Fakültesi Tez Koleskiyonu |
Files in This Item:
File | Description | Size | Format | |
---|---|---|---|---|
Şafak Şimşek.pdf | 1.91 MB | Adobe PDF | View/Open |
CORE Recommender
Items in GCRIS Repository are protected by copyright, with all rights reserved, unless otherwise indicated.