Please use this identifier to cite or link to this item:
https://hdl.handle.net/11499/3547
Title: | Ülseratif kolitli hastalarda serum hepcidin düzeyi ölçümünün hastalık aktivasyonunu değerlendirmedeki etkinliği ve güvenirliği | Authors: | Kaşıkçı, Efe Emre | Advisors: | Mustafa Çelik | Keywords: | Ülseratif kolit, hepcidin Ulcerative colitis , hepcidin |
Publisher: | Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi | Abstract: | Giriş: Ülseratif Kolit (ÜK) kronik, tekrarlayıcı karakterde ve inflamasyonun kolon mukozasında sınırlı olduğu bir hastalıktır. Hepsidin son zamanlarda keşfedilmiş düşük moleküler ağırlıklı hepatik peptittir ve demir metabolizmasında önemli bir rol oynamaktadır. Ayrıca bir tip 2 akut faz proteinidir. Ülseratif kolit olan bireylerde hepsidinin regülasyonunun inflamatuvar aktiviteye (hepsidinin akut faz proteini olarak yaptığı katkı) ve demir eksikliğine (demir homeostazında kapı koruyucusu olarak hepsidinin fonksiyonu) net katkısı kesin olarak bilinmemektedir. Bu çalışmada hepsidin ile inflamasyon markerları ve hastalık şiddeti arasındaki ilişkiyi değerlendirmeyi amaçladık. Hastaların rutin takiplerinde, hastalık şiddetinin öngörülmesinde ve yapılacak daha kapsamlı çalışmalarla desteklenmek suretiyle tedaviye yanıtın değerlendirilmesinde hepsidin düzeylerinin takibinin faydalı olabileceğinin düşünüyoruz. Materyal-Metod: Çalışmaya daha önce kolonoskopi yapılarak histopatolojik olarak ÜK olduğu kanıtlanmış ve hepsidin düzeyini etkileyecek dışlama kriterlerine uygun 54’ ü aktif (grup 1), 54’ ü remisyon da (grup 2) olmak üzere 108 ÜK hastası ve kontrol grubu olarak 56 kişi dahil edilmiştir. Çalışmaya alınan tüm hastaların anamnez bilgileri, yaş, cinsiyet, eritrosit sedimantasyon hızı ( ESH), C-reaktif protein (CRP), lökosit (WBC) ve hemoglobin (Hb) düzeyleri kayıt altına alındı. Çalışmaya alınan tüm aktif ÜK hastalarında Truelove-Witts skoru hesaplandı. Ayrıca aktif ÜK hastalarında kolonoskopi yapılarak kısaltılmış endoskopik Mayo aktivasyon skoru ile kolon tutulum tipi belirlendi ve kayıt altına alındı. Elde edilen hepsidin düzeyi sonuçları kaydedildi. Çalışmada elde edilen veriler kaydedildikten sonra, çalışmaya alınan tüm olgularda ortak parametreler olan yaş, cinsiyet özellikleri, ESH, CRP, WBC, Hb ve hepsidin düzeylerinin ortalamaları hesaplandı (Tablo 3). Daha sonra tüm hasta grubunda hepsidin düzeyi ile yaş, cinsiyet, ESH, CRP, WBC, Hb düzeyleri arasındaki ilişki korelasyon analizi ile değerlendirildi (Tablo 4). Sonrasında 3 grup yaş, cinsiyet, ESH, CRP, WBC, Hb ve hepsidin düzeyleri açısından karşılaştırıldı (Tablo 5). Daha sonra tüm ÜK hastaları (grup 1 ve grup 2) ve kontrol grubu yaş, cinsiyet, ESH, CRP, WBC, Hb ve hepsidin düzeyleri açısından karşılaştırıldı (Tablo 6). Ayrıca tüm ÜK grubunda hepsidin düzeyi ile yaş, cinsiyet, ESH, CRP, WBC, Hb düzeyleri arasındaki ilişki korelasyon analizi ile değerlendirildi (Tablo 7). Takiben Aktif ÜK grubunda hepsidin düzeyi ile yaş, cinsiyet, ESH, CRP, WBC, Hb, Truelove-Witts skoru ve Mayo skoru arasındaki ilişki değerlendirildi (Tablo 8). Sonrasında aktif ÜK grubunda Hepsidin düzeyi ile ESH, CRP, WBC, Hb, Truelove-Witts skoru ve Mayo skoru arasında regresyon analizi yapıldı (Tablo 9). Sonuçlar: Tüm olgularda Hepsidin düzeyi ile yaş ESH, CRP, WBC ve Hb arasında yapılan korelasyon analizinde parametreler arasında anlamlı istatistiksel ilişki saptanmadı (p>0.05), (Tablo 4). AÜK, RÜK ve SKH grupları arasında yaş, cinsiyet, WBC ve Hb düzeyleri açısından istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı (p>0.05), (Tablo5). AÜK grubunda ESH, CRP ve Hepsidin düzeyleri RÜK ve SK grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek saptandı (p<0.001) (Tablo 5). Tüm ÜK hastaları ile SK grubu yaş, cinsiyet, ESH, CRP, WBC, Hb ve hepsidin düzeyleri açısından karşılaştırıldığında; İki grup arasında yaş ve cinsiyet açısından istatistiksel açıdan anlamlı fark saptanmadı (p>0.05) (Tablo 6). Tüm ÜK grubunda, ESH, CRP, hepsidin düzeylerinin SK grubuna göre istatistiksel açıdan anlamlı düzeyde yüksek olduğu saptandı (p<0,001), (p<0.05). Tüm ÜK hasta grubu ve SK grubu Hb düzeyi açısından karşılaştırıldığında ÜK hasta grubunda Hb düzeyi SK grubuna göre istatistiksel açıdan anlamlı düzeyde düşük saptandı (p <0,05 ) (Tablo 6). Tüm ÜK hastaları grubunda hepsidin düzeyi ile yaş, ESH, CRP, WBC, Hb düzeyleri yapılan korelasyon analizinde anlamlı istatistiksel ilişki saptanmadı (p>0.05) (Tablo 7). AÜK hasta grubunda hepsidin düzeyi ile yaş, ESH, CRP, WBC ve Hb düzeyleri arasında yapılan korelasyon analizinde istatistiksel açıdan anlamlı ilişki saptanmadı (p>0.05). Bunun yanında AÜK grubunda, hepsidin düzeyi ile Truelove Witts skoru ve mayo skoru arasında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde pozitif yönde korelasyon saptandı ( p<0.05 ), (Tablo 8). Aktif ÜK hastaları üzerinde Hepsidin düzeylerine etki eden faktörleri saptamak için yapılan regresyon analizinde ise yaş artışının (B=0,143 p<0,05), Truelove Witts Skoru’nun artışının (B=5,224 <0,001) Hepcidin düzeyini arttırdığı; Eritrosit Sedimentasyon Hızının yükselmesinin ise Hepcidin düzeyini azalttığı (B=-0,160 p<0,05) saptandı (Tablo 9). TARTIŞMA Sonuç olarak bizim çalışmamızda serum hepsidin düzeyi ile inflamasyon belirteçleri arasında pozitif korelasyon saptanmamasına rağmen serum hepsidin düzeyi Ülseratif kolit hastalığında kontrol grubuna göre yüksek bulundu. Ayrıca serum hepsidin düzeyi aktif hastalarda remisyondaki hastalara görede yüksek bulundu. Bu sonuç serum hepcidin düzeyinin ülseratif kolit hastalığının aktivasyonunu değerlendirmede bir serum markerı olarak kullanılabileceğini göstermektedir. Buna ek olarak korelasyon analizinde AÜK hastalarında serum hepcidin düzeyinin hastalık aktivasyonunu değerlendirmede kullanılan Truelove-Witts skorlama sistemi ve Mayo endoskopik aktivasyon skorlama sistemi ile ilişkili olduğu saptandı. Ayrıca AÜK grubunda yapılan regresyon analizinde hepsidin düzeyi ile Truelove-Witts skorlama sistemi arasında anlamlı ilişki bulunması çalışmamızda elde edilen en önemli sonuçlardan biridir. Bu sonuçlar serum hepcidin düzeyinin sadece hastalık aktivasyonunu değil, aktivasyon şiddetininde değerlendirilmesinde kullanılabilecek bir marker olarak klinik kullanıma girebileceğini düşündürmektedir. Aktif ÜK hastalarında tedavi ile hepsidin düzeylerinde düşüşün gösterilebileceği kontrollü çalışmalar ise Hepcidin ölçümünün tedavi yanıtının takibinde yararlı bir marker olarak kullanılıp kullanılamayacağı konusunda faydalı bilgiler sağlayabilir. Introduction: Ulcerative Colitis (UC) is a chronic, recurrent disease characterized by limited inflammation in the colon mucosa we aimed to evaluate the relationship between hepcidin with inflammation markers and anemia. We also planned to show whether hepcidin can be used as a marker to follow UC and to evaluate treatment efficacy. We suggest that follow-up of hepcidin levels may be useful in the routine follow-up of patients and in evaluating response to treatment. Materials and Methods: The study included 108 UC patients, 54 of whom were active (group 1), 54 of whom had remission (group 2), who had previously been confirmed to have UC and had histopathological findings that would affect the hepcidin level. The control group consisted of 56 healthy volunteers (group 3) who had no known disease in the history of the history. Anamnesis information, age, gender, erythrocyte sedimentation rate (ESR), C-reactive protein (CRP), leukocyte (WBC) and hemoglobin (Hb) levels of all patients included in the study were recorded. Truelove-Witts score was calculated for all active UC patients. In addition, colonoscopy was performed in active UC patients, and colon involvement was determined and recorded with the shortened endoscopic Mayo activation score. For the measurement of hepcidin level in serum, 10 mL venous blood was taken from all cases. For serum hepcidin level measurement, blood was taken from the patients at 8-10 hours after fasting for 12 hours. Blood taken into the biochemistry tubes was quickly sent to the laboratory. It was then centrifuged at 5000 revolutions and the sera were divided into 2-3 parts into Eppendorf tubes. Specimens were stored deeply at -70 ºC until analysis day. All samples were studied at one time. The resulting hepcidin level results were recorded.The patients (except ulcerative colitis) and the control group had no known systemic disease, were suggestive of active infection, had a history of malignancy, or had a ferritin level above normal. After the data obtained in the study were recorded, mean values of age, sex characteristics, ESR, CRP, WBC, Hb and hepcidin levels were calculated in all patients included in the study (Table 3). Then, the correlation between hepcidin level and age, gender, ESR, CRP, WBC and Hb levels were evaluated by correlation analysis in all patient groups (Table 4). Afterwards, 3 groups were compared in terms of age, gender, ESR, CRP, WBC, Hgb and hepcidin levels (Table 5). Then all UC patients (group 1 and group 2) and the control group were compared in terms of age, gender, ESR, CRP, WBC, Hb and hepcidin levels (Table 6). In addition, the correlation between hepcidin level and age, sex, ESR, CRP, WBC and Hb levels were evaluated by correlation analysis in all UC groups (Table 7). In addition, the relationship between hepcidin level and age, sex, ESR, CRP, WBC, Hb, Truelove-Witts score and Mayo score were evaluated in Active UC group (Table 8).Then, regression analysis was performed between the Hepcidin level and ESR, CRP, WBC, Hb, Truelove-Witts score and Mayo score in the active UC group (Table 9). Result: In all cases, no significant statistical correlation was found between the parameters of hepcidin level and age, ESR, CRP, WBC and Hb (p> 0.05), (Table 4). No statistically significant difference was found between age, gender, WBC and Hb levels between the groups of AUK, RUK and SKH (p> 0.05), (Table 5). ESR, CRP and Hepcidin levels were significantly higher in RCC group than in RÜK and SK groups (p <0.001) (Table 5). All UC patients and SC group were compared in terms of age, gender, ESR, CRP, WBC, Hb and hepcidin levels; There was no statistically significant difference between the two groups in terms of age and gender (p> 0.05) (Table 6). ESR, CRP and hepcidin levels were found to be significantly higher in all UC groups than in the SC group (p <0.001), (p <0.05). When the UC patient group and SC group were compared in terms of Hb level, Hb level was lower in the UC patient group compared to the SK group (p <0.05) (Table 6). There was no statistically significant correlation between hepcidin level and age, ESR, CRP, WBC and Hb levels in all UC patients (p> 0.05) (Table 7). There was no statistically significant correlation between hepcidin level and age, ESR, CRP, WBC and Hb levels in the patients with AUK (p> 0.05). In addition, there was a statistically significant positive correlation between hepcidin level and Truelove Witts score and swimwear score (p <0.05), in the FMC group (Table 8). In the regression analysis to determine the factors affecting Hepcidin levels on active UC patients, the increase in age (B = 0,143 p <0,05), and the increase in Truelove Witts Score (B = 5,224 <0,001) increased Hepcidin level; Reduction of erythrocyte sedimentation rate decreased hepcidin levels (B = -0.160 p <0.05) (Table 9). DISCUSSION In conclusion, although we did not find a positive correlation between serum hepcidin levels and inflammation markers in our study, serum hepcidin level was higher in ulcerative colitis than control group. In addition, serum hepcidin level was found to be higher in active patients than in remission patients. This result suggests that serum hepcidin level can be used as a serum marker to evaluate the activation of ulcerative colitis. In addition, the correlation analysis revealed that serum hepcidin level was associated with the Truelove-Witts scoring system and Mayo endoscopic activation scoring system used to evaluate disease activation in patients with AUK. In addition, in the regression analysis performed in the AUK group, a significant relationship between the hepcidin level and the Truelove-Witts scoring system was one of the most important results obtained in our study. These results suggest that serum hepcidin levels can be used only as a marker to be used in evaluating the severity of activation rather than disease activation. Controlled studies in which treatment with active UC patients may show a decrease in hepcidin levels may provide useful information about whether Hepcidin measurement can be used as a useful marker in the follow-up of treatment response. |
URI: | https://hdl.handle.net/11499/3547 |
Appears in Collections: | Tıp Fakültesi Tez Koleskiyonu |
Files in This Item:
File | Description | Size | Format | |
---|---|---|---|---|
tez 10251302.pdf | 903.81 kB | Adobe PDF | View/Open |
CORE Recommender
Page view(s)
208
checked on Aug 24, 2024
Download(s)
182
checked on Aug 24, 2024
Google ScholarTM
Check
Items in GCRIS Repository are protected by copyright, with all rights reserved, unless otherwise indicated.