Kardiyak ve non-kardiyak ölümlerde postmortem kanda ölçülen yüksek duyarlıklı kardiyak troponin t (hs-ctnt) ile alternatif biyobelirteç düzeylerinin karşılaştırılması

Abstract

Adli tıp uygulamalarında görülen doğal nedenli ani ölüm olgularının en büyük bölümünü ani kardiyak ölümler (AKÖ) oluşturmaktadır. AKÖ, görünüşte sağlıklı olan veya hastalığı ani bir sonuç beklenecek kadar şiddetli olmayan kişide, semptomların başlamasından sonraki bir saat içinde meydana gelen doğal, beklenmedik, hızlı ölüm olarak tanımlanmaktadır. AKÖ etiyolojisinde en sık nedeni ateroskeloraza bağlı iskemik kalp hastalığı oluşturmaktadır. Klinik uygulamalarda iskeminin varlığı EKG, biyokimyasal belirteçler ve radyolojik yöntemlerle saptanabilmektedir. Postmortem olarak ise histopatolojik incelemeler ile tanı konulabilmekte, fakat postmortem iskeminin özellikle erken döneminde rutin histopatolojik incelemeler sınırlı kalmaktadır. Bu nedenle iskeminin postmortem tanısı için birçok yöntem araştırılmakta ve bunlar içinde postmortem biyokimyasal incelemeler gelecek vaad etmektedir. Çalışmamızda kardiyak nedenli ölüm olgularında biyokimyasal belirteçler olan, yüksek duyarlıklı kardiyak troponin T (hs-cTnT), N-terminal pro-B tipi natriüretik peptid (NT-proBNP), kalp tipi yağ asidi bağlayıcı protein (H-FABP), pentraksin-3, kopeptin, iskemik modifiye albümin (IMA) ve gebelikle ilişkili plazma protein (PAPP-A)’nın postmortem serumdaki etkinliği değerlendirilmiştir. Ayrıca adli tıp pratiğinde AKÖ olguları özelinde, tek biyolojik sıvıda birden fazla belirteç ölçümü ile tanıya gitmenin yararlı olup olmayacağı araştırılmıştır. Çalışmaya, yapılan otopsi ve histopatolojik incelemeler sonucunda belirlenen 35 ani kardiyak ölüm olgusu ile farklı ölüm nedenlerinden oluşan 24 kontrol olgusu (ası, ateşli silah yaralanması, izole kafa travması) dahil edilmiş, çalışmamız sonucunda, hs-cTnT, NT-proBNP ve H-FABP değerlerinin AKÖ grubunda kontrol grubundan anlamlı derecede yüksek olduğu görülmüştür. Ani kardiyak ölüm olgularının alt gruplara ayrılarak yapılan yapılan incelemenmesinde, hs-cTnT, NT-proBNP, pentraksin 3, İMA ve kopeptin belirteçlerinin tromboz alt grubunda, kontrol grubuna göre anlamlı olarak yükseklik saptanmıştır. Çoklu belirteç stratejisi kapsamında değerlendirilerek belirteçlerin birlikte kullanıldığı modeller geliştirilmeye çalışılmış ve bu modeller içinde miyokardiyal iskemi belirteci hs-cTnT, miyokardiyal stress belirteci NT-proBNP ve inflamasyon belirteci Pentraksin 3’den oluşan modelin %94,9 oranında olguları doğru sınıflandırarak en doğru kombinasyon olduğu fikrine varılmıştır. Sonuç olarak klinik uygulamalarda kullanılan çoklu belirteç stratejisinin adli tıp uygulamalarında da kullanılmasının uygun olacağı düşünülmüştür. Ani kardiak ölümlerde görülen aterosklerotik sürecin birçok patofizyolojik mekanizmayla ilişkili olduğu ve bu mekanizmalara ait belirteçlerden oluşan kombinasyonlarla daha doğru tanılar koyulabileceği fikrine varılmıştır. Postmortem biyokimyanın otopsinin yanında rutin incelemelerde yer alması gereken bir disiplin olduğu sonucunda birleşilmiştir.

Sudden cardiac deaths (SCD) constitute the major part of sudden death cases from natural causes seen in forensic medicine practices. SCD is defined as a natural, unexpected, rapid death that occurs within one hour of the onset of symptoms in a person who is apparently healthy or whose disease is not severe enough to expect a sudden outcome. The most common cause of SCD etiologyis ischemic heart disease due to atherosclerosis. In clinical practice, the presence of ischemia can be detected by ECG, biochemical markers and radiological methods. With histopathological examinations it can be diagnosed as a postmortem but routine histopathological examinations are limited, especially in the early period of postmortem ischemia. Therefore, many methods are being investigated for postmortem diagnosis of ischemia and postmortem biochemical examinations are promising among them. In our study, the efficacy of high-sensitivity cardiac troponin T (hs-cTnT), N terminal pro-B type natriuretic peptide (NT-proBNP), heart type fatty acid binding protein (H-FABP), pentraksin-3, kopeptin, ischemic modified albumin (IMA) and pregnancy-associated plasma protein (PAPP-A) which are biochemical markers in postmortem serum were evaluated in cardiac death cases. Additionally, it was investigated whether it would be beneficial to make a diagnosis by measuring more than one marker in a single biological fluid, especially in SCD cases in forensic practice. Thirtyfive sudden cardiac death cases which were determined with autopsy and histopathological examinations, and 24 control cases consisting of different causes of death (hanging, gunshot injury, isolated head trauma) were included in the study. As a result of our study, it was observed that hs-cTnT, NT-proBNP and H-FABP values were significantly higher in the SCD group than in the control group. In the examination of sudden cardiac death cases by dividing them into subgroups, a significant increase was found in the thrombosis subgroup of hs-cTnT, NT-proBNP, pentraxine 3, IMA and copeptin markers compared to the control group. Considering within the scope of the multimarker strategy, models in which markers are used together have been tried to be developed, and among these models, the model consisting of myocardial ischemia marker hs-cTnT, myocardial stress marker NT-proBNP, and inflammation marker Pentraksin 3 were found to be the most accurate combination by correctly classifying the cases at a rate of 94.9%. As a result, it was thought that it would be appropriate to use the multiple marker strategy used in clinical applications in forensic medicine applications. It has been concluded that the atherosclerotic process seen in sudden cardiac death is associated with many pathophysiological mechanisms and more accurate diagnoses can be made with combinations of markers belonging to these mechanisms. It was agreed that postmortem biochemistry is a discipline that should be included in routine examinations as well as autopsy.