Please use this identifier to cite or link to this item: https://hdl.handle.net/11499/50323
Title: Henoch Shönlein Purpuralı (Iga vasküliti) hastalarda Eritropoetin reseptörü otoantikorunun böbrek tutulumu ile ilişkisi
Authors: Hazan, Sultan Aslınur
Publisher: Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi
Abstract: Henoch-Schönlein purpurası (İmmünglobulin A vasküliti) çocukluk çağında en sık görülen sistemik vaskülittir. Histopatolojik olarak değerlendirildiğinde küçük damarlarda immünglobulin A (IgA) içeren immün kompleks birikimi ile karakterizedir. Henoch-Schönlein purpurası (HSP) hastalarının %20-60'sinde hastalık başlangıcından 4-6 hafta sonra nefrit görülür. Multisistemik tutulumla seyreden bir hastalıktır. Gastrointestinal (GİS), cilt gibi diğer sistem tutulumları sekelsiz iyileşirken böbrek tutulumu sekelli ya da sekelsiz iyileşir. Bu yüzden HSP prognozu çoğunlukla böbrek tutulumuyla ilişkilidir. Hastalığın patogenezini galaktoz eksik IgA1 (Gd-IgA1) oluşumu, oluşan Gd-IgA1 moleküllerinin IgG molekülleri ile immünkompleks oluşturması ve bu yeni yapının patolojik yapısından dolayı kandan uzaklaştırılamaması oluşturmaktadır. Bu patolojik immünkompleks yapı bulunduğu dokudan temizlenemez ve doku inflamasyonunu tetikler. Eritropoetin (EPO) hormonu peritübüler fibroblastta üretilir. Dört karbonhidrat zincirinden oluşur. Yüz altmış beş aminoasitli glikoprotein yapıdadır. Anti-apoptotik, sitoprotektif böbreğe anti-inflamatuar etkilidir. Oksidatif stresi ve apoptozunu engeller. Bu yüzden böbrek koruyucu etkiye sahiptir. EPO reseptörü (EPOr) otoantikoru 1973 yılında sistemik lupus eritamatozus (SLE) ile anemi ilişkisini araştırırken bulunmuştur. EPOr otoantikor varlığında EPO hormonu reseptöre bağlanamaz, EPO etkisi azalır, EPO hormonunun böbrek koruyucu etkisi ortadan kalkmış olur. Önceki yapılan araştırmalarda EPOr otoantikoru ile HSP ve HSP nefriti (HSPN) ilişkisini araştıran bir çalışma yoktur. Çalışmamızda HSP hastalarında EPOr otoantikor pozitifliği ve renal tutuluma etkisini araştırmayı hedefledik.Çalışmaya Aralık 2020-Aralık 2021 tarihleri arasından HSP tanısı ile tedavi edilen ve izlenen 65 hasta ile 30 sağlıklı çocuk, toplam 95 çocuk alındı. Hastaların serum örnekleri ve idrar örnekleri toplandı ve daha önceden belirlenmiş olan EPOr otoantikor pozitifliği bakıldı. Çalışma sonunda EPOr otoantikor pozitifliği, HSP tanılı hastalarda ve kontrol grubunda, başlangıçta böbrek tutulumu ile başvuran hastalarda, böbrek tutulumu olmayıp izlemde böbrek tutulumu gelişen ve HSPN tanısı alanlarla hiç böbrek tutulumu olmayan HSP hastalarında, GİS tutulumu olan ve olmayan HSP tanılı hastalarda ayrı ayrı istatistiksel olarak analiz edildi. Hasta ve kontrol grupları karşılaştırıldığında hasta grubunda kontrol grubuna göre istatistiksel anlamlı titrede pozitif olduğu görüldü (p<0,05). Ayrıca hastaların klinikopatolojik özellikleri ve EPOr otoantikor pozitifliği karşılaştırıldı. HSP hastalarının ve böbrek tutulumu olan ve olmayan hastaları karşılaştığında EPOr otoantikor pozitifliği HSP grubunda HSPN grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı şekilde daha yüksek titrede pozitif saptandı.(p<0,05) Sonuç olarak EPOr otoantikor pozitifliği, HSP hastalarında nefritin erken tanısında yol gösterici olabilir. Hastalık başlangıcında EPOr otoantikoru değerlendirildiğinde patogenezdeki farklılıkların ortaya çıkmasını sağlayabilir. HSP ve EPOr otoantikor ile ileride yapılacak çok merkezli ve daha fazla olgu sayısı içeren çalışmalar ile EPOr otoantikoru HSP ve HSPN patagonezindeki yeri daha da iyi anlaşılabilir.
Henoch-Schönlein purpura (Immunoglobulin A vasculitis) is the most common systemic vasculitis in childhood. When evaluated histopathologically, it is characterized by the accumulation of immune complex containing immunoglobulin A (IgA) in small vessels. Nephritis occurs in 20-60% of patients with Henoch-Schönlein purpura (HSP) 4-6 weeks after disease onset. It is a disease with multisystemic involvement. While other system involvements such as gastrointestinal (GIS), skin heal without sequelae, renal involvement heals with or without sequelae. Therefore, the prognosis of HSP is mostly associated with renal involvement. The pathogenesis of the disease is the formation of galactose-deficient IgA1 (Gd-IgA1), the immunocomplex of the formed Gd-IgA1 molecules with IgG molecules, and the inability to remove this new structure from the blood due to its pathological structure.This pathological immune complex structure cannot be cleared from the tissue and triggers tissue inflammation.The hormone erythropoietin (EPO) is produced in the peritubular fibroblast. It consists of four carbohydrate chains. It is a glycoprotein with one hundred and sixty-five amino acids.Anti-apoptotic, cytoprotective, anti-inflammatory effect on the kidney. Inhibits oxidative stress and apoptosis. Therefore, it has a kidney protective effect. EPO receptor (EPOr) autoantibody was found in 1973 while investigating the relationship between systemic lupus erythematosus (SLE) and anemia. In the presence of EPOr autoantibody, EPO hormone cannot bind to the receptor, the effect of EPO decreases, and the kidney protective effect of EPO hormone disappears. In previous studies, there is no study investigating the relationship between EPOr autoantibody and HSP and HSP nephritis (HSPN). In our study, we aimed to investigate EPOr autoantibody positivity and its effect on renal involvement in HSP patients. A total of 95 children, 65 patients and 30 healthy children, who were treated and followed up with the diagnosis of HSP between December 2020 and December 2021 were included in the study. Serum samples and urine samples of the patients were collected and the previously determined EPOr autoantibody positivity was checked. At the end of the study, EPOr autoantibody positivity was statistically found separately in patients with HSP and in the control group, in patients who presented with renal involvement at the beginning, in HSP patients with and without GIS involvement, in patients with renal involvement who did not have kidney involvement and who developed kidney involvement in the follow-up, and in those with HSPN and no kidney involvement. analyzed. When the patient and control groups were compared, it was observed that the patient group had a statistically significant titer compared to the control group (p<0.05). In addition, clinicopathological features of the patients and EPOr autoantibody positivity were compared. When HSP patients and patients with or without kidney involvement were compared, EPOr autoantibody positivity was found to be statistically significantly higher in the HSP group than in the HSPN group.(p<0.05) In conclusion, EPOr autoantibody positivity may guide the early diagnosis of nephritis in HSP patients. When the EPOr autoantibody is evaluated at the beginning of the disease, it can reveal the differences in the pathogenesis. The role of EPOr autoantibodies in the pathogenesis of HSP and HSPN can be better understood with future multicenter studies with larger numbers of patients with HSP and EPOr autoantibody.
URI: https://hdl.handle.net/11499/50323
Appears in Collections:Tıp Fakültesi Tez Koleskiyonu

Files in This Item:
File Description SizeFormat 
Sultan Aslınur Hazan.pdf1.13 MBAdobe PDFView/Open
Show full item record



CORE Recommender

Page view(s)

286
checked on Aug 24, 2024

Download(s)

186
checked on Aug 24, 2024

Google ScholarTM

Check





Items in GCRIS Repository are protected by copyright, with all rights reserved, unless otherwise indicated.