Lakozamidin fokal epilepsinin tedavisinde uyku, kognitif işlevler, duygudurum ve yaşam kalitesi üzerine etkilerinin araştırılması

Abstract

Epilepsi beynin nöbet oluşturmaya yatkınlığı olarak tanımlanan toplumun yaklaşık %1 ini etkileyen bir hastalıktır. Epilepsi ve uyku, birbirini karşılıklı olarak yakından etkileyen iki dinamik süreçtir. Elektrofizyolojik ve klinik kanıtlar doğrultusunda uykudaki nöronal aktivitenin ve biyokimyasal yapının ,epileptik nöbetleri tetikleyen nöronal mekanizmaları etkilediği, ayrıca epileptik nöbetler ve epilepsinin de uyku yapısında değişiklikler yaparak uyku bozuklukları ile ilgili yakınmaları ortaya çıkardığı gösterilmiştir. Epilepsi hastalarında uyku bozuklukları normal popülasyondan daha sık görülmekle beraber, uykusuzluk nöbet sıklığında artışa yol açarak yaşam kalitesini olumsuz etkilemektedir. Epilepsi tedavisinde kullanılan nöbet önleyici ilaçların (NÖİ) objektif ve subjektif uyku parametrelerine etkilerini inceleyen çalışmalar literatürde sınırlı sayıdadır. Aynı şekilde başta depresyon olmak üzere duygudurum bozukları ve kognitif bozukluklar epilepsi hastalarında daha sık görülmekle beraber, hastaların yaşam kalitesine de olumsuz etki etmektedir. Bu bağlamda çalışmamızın amacı, fokal epilepsi tedavisinde etkinliği kanıtlanmış yeni nesil bir NÖİ olan lakozamidin, subjektif ve objektif uyku parametreleri, depresyon, kognisyon ve yaşam kalitesi üzerine etkilerini değerlendirmek ve fokal epilepsili hastalarda bu parametreler açısından eski nesil ilaçlara üstünlüğü olup olmadığını saptamaktır. Fokal epilepsi tanısı olan ve endikasyon dahilinde tedavisine lakozamid eklenen ya da mevcut tedaviden lakozamide geçiş yapılan hastalarda lakozamid öncesinde ve 6 ay kullanımı sonrasında polisomnografi ile uyku parametreleri, ve ölçeklerle gündüz uykuluğu, depresyon, bilişsel işlevler ve yaşam kalitesi değerlendirilmiştir. Elde edilen tüm parametreler ve ölçekler lakozamid tedavisinin uyku parametreleri, gündüz uykululuğu, depresyon, kognitif işlevler ve yaşam kalitesi üzerine olumsuz herhangi bir etkisinin olmadığını istatiksel olarak ortaya koymuştur. XIII Bu çalışma fokal epilepsili hastalarda lakozamid tedavisinin uyku kalitesi üzerine etkisini polisomnografi gibi objektif bir yöntemle ölçen ilk çalışma özelliği taşımaktadır. Çalışmamızın sonucunda lakozamidin fokal epilepsili hastalarda objektif ve subjektif uyku parametreleri, kognitif işlevler, depresyon ve yaşam kalitesine olumsuz bir etkisi olmadığı saptanmıştır. Eski nesil NÖİ'ların incelenen parametreler üzerine olumsuz etkileri düşünüldüğünde bu çalışmanın sonuçları akılcı ilaç tercihlerinde yol gösterici olması açısından yararlıdır. Ancak bu konuda daha geniş hasta gruplarında çalışma yapılmasına ihtiyaç vardır.

Epilepsy is defined as the brain's susceptibility to seizures and affects approximately 1% of the population. Epilepsy and sleep are two dynamic processes that closely affect each other. In line with electrophysiological and clinical evidence, it has been shown that neuronal activity and biochemical structure during sleep affect the neuronal mechanisms that trigger epileptic seizures, and that epileptic seizures and epilepsy also cause sleep-related complaints by making changes in sleep structure. Sleep disorders are more common in patients with epilepsy than in the normal population, however insomnia leads to an increase in seizure frequency and has negative effects on quality of life. Unfortunately, there are a few number of studies in the literature that focused on the effects of anti-seizure drugs (ASD) on objective and subjective sleep parameters. Likewise, mood disorders and cognitive disorders, especially depression, are more common in epilepsy patients and have a negative impact on the quality of life of patients. In this context, the aim of our study is to evaluate the effects of lacosamide, a new generation ASD with proven effectiveness in the treatment of focal epilepsy, on subjective and objective sleep parameters, depression, cognition and quality of life, and to determine whether it is superior to older generation drugs in terms of these parameters. Patients with focal epilepsy who had add-on lacosamide or switched to lacosamide from their current treatment were included in the study. Before and after 6 months of lacosamide treatment, sleep parameters, daytime sleepiness, depression, cognitive functions and quality of life were evaluated with polisomnography and relevant scales, respectively. All parameters and scales obtained showed that lacosamide treatment did not have any negative effects on sleep parameters, daytime sleepiness, depression, cognitive functions and quality of life. This study is the first to measure the effect of lacosamide treatment on sleep quality in patients with focal epilepsy with an objective method such as polysomnography. As a result of our study, it was determined that lacosamide did not have a negative effect on objective and subjective sleep parameters, cognitive functions, depression and quality of life in patients with focal epilepsy. Considering the negative effects of old generation ASDs on the parameters examined, the results of this study are useful in terms of guiding rational drug choices. However, there is a need for further studies on this subject in larger patient groups.