Please use this identifier to cite or link to this item:
https://hdl.handle.net/11499/57164
Title: | Servikal intraepitelyal neoplazi (CIN) tanılı hastalarda yüksek riskli HPV persistansı olan ve olmayan gruplarda farklı mikrorna değerlerinin karşılaştırılması | Other Titles: | Comparison of different microrna levels in patients diagnosed with cervical ıntraepithelial neoplasia (CIN) with and without high-risk HPV persistence | Authors: | Akkoç, Ayşenur | Advisors: | Kılıç, Derya | Keywords: | HPV Serviks Kanseri miRNA Gen Ekspresyonu Hedefe Yönelik Tedavi Cervical Cancer Gene Expression Targeted Therapy |
Abstract: | Serviks kanseri kadınlarda dördüncü en sık görülen jinekolojik kanserdir. Son yıllarda aşı uygulamaları ve tarama programları ile erken teşhis ve önlemede ilerleme kaydedilmiş olsa da hala önemli bir mortalite nedenidir. Serviks kanserinin etyolojisinde en sık neden Human Papilloma Virus (HPV) enfeksiyonudur. Yüksek riskli HPV tipleri ile persiste eden enfeksiyon servikal kanser gelişimininin bir numaralı risk faktörüdür. miRNA’lar ise posttranslasyonel olarak gen ifadesini düzenleyen kısa kodlanmayan RNA molekülleridir. HPV enfeksiyonu konak hücredeki etkisini viral proteinlerin, gen ekspresyonunu düzenleyen miRNA’ların aktivitesini etkileyerek hücresel transformasyona neden olması ile gerçekleşir. miRNA’lar ayrıca hücrelerde proliferasyon, apoptozis, metastaz ve hücresel immun yanıtı düzenleyerek kanser gelişiminde rol oynarlar. HPV enfeksiyonu, serviks kanseri ve miRNA ilişkisinin anlaşılması tanı, prognoz ve tedavi süreçlerinin geliştirilmesine olanak sağlayacaktır. Bizim de amacımız persistan HPV öyküsü olan hastalardan hangilerinde progresyon olacağının belirlenebilmesi ve bu yolda prognostik bir belirteç oluşturabilmektir.
Çalışmaya Pamukkale Üniversitesi Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniğinde başlangıçta yüksek riskli HPV enfeksiyonu olan ve yüksek dereceli servikal intraepitelyal neoplazi (HSIL) tanısı konulmuş ve daha önceden tedavisi yapılmış takip altındaki olgular çalışma grubu olarak tanımlandı. Bu olgular rutin takiplerine devam ederken kronolojik sıraya göre çalışmaya katılmaya davet edildi. Çalışmayı kabul eden 100 olgu takipleri sırasında iki ayrı grupta değerlendirildi; HPV pozitif olanlar (HPV persistansı olan grup) ve HPV negatifleşenler (HPV persistansı olmayan grup). Çalışma grubundan, kabul eden bireylerden, rutin jinekolojik muayene sırasında servikal smear örneği alınarak bu spesmenlerden miRNA düzeyleri (miR-125b-5p, miR-125a, miR-21-5p, miR-18a, mi-9-5p, miR-34c-3p, miR-182, miR-148b, miR-34a, miR-29a-5p, miR-375, miR-143-5p, miR-372) çalışıldı. Servikal sürüntü örneklerinden miRNA
XI
çalışılarak HSIL gelişimi ile persiste eden HPV enfeksiyonu arasında miRNA düzeylerinin farklılık gösterip göstermediği araştırıldı. Olguların rutin takip ve gerekli tedavilerine olağan şekilde devam edilmiş ve çalışma kapsamında hastalara deneysel herhangi bir invaziv girişim ya da ilaç uygulaması yapılmamıştır.
HPV negatifleşen grup 62 kişi ve HPV persiste eden grup ise 38 kişi idi. Yapılan miRNA değerlendirmesinde miR-125a (p<,001), miR-34c-3p (p=0,004), miR-375’de (p=0,023) HPV persiste eden grupta persiste etmeyen gruba göre ekspresyon artışı görülürken miR-143-5p’nin (p=0,027) ekspresyonunda azalma görüldü. Diğer miRNA’ların ekspresyon değerlerinde istatistiksel olarak anlamlı bir fark izlenmedi. miRNA değerleri ile demografik veriler arasında yapılan korelasyon analizinde de anlamlı bir ilişki tespit edilmedi.
Serviks kanserinde miRNA’ların rolü giderek daha fazla anlaşılmaktadır. HPV persiste eden hastalarda anlamlı çıkan miRNA değerleri ile oluşturulacak bir miRNA paneli mevcut tarama testleri ile kullanımı HPV persistansı olan hastalarda prognostik bir faktör olarak kullanılabilir ve hatta tedaviye yön verebilir. Elde edilen bulgular ışığında miRNA’lar erken tanı, tedavi ve prognozu öngörme gibi süreçlerde kullanılabilecek gibi görünmektedir. miRNA tabanlı teşhis çalışmaları için daha çok çalışma ve standardizasyona ihtiyaç vardır. Ayrıca HPV enfeksiyonu, displazi gelişimi ve karsinom gelişimi olan hastalarda miRNA düzeylerini ayırt edebilmek için daha çok hasta sayısının dahil edildiği daha geniş kapsamlı çalışmalar yapılmalıdır. Cervical cancer is the fourth most common gynecological cancer in women. Despite advancements in vaccination and screening programs for early detection and prevention in recent years, it remains a significant cause of mortality. The most common etiological factor for cervical cancer is HPV (Human Papillomavirus). Persistent infection with high-risk HPV types is the primary risk factor for the development of cervical cancer. miRNAs (microRNAs) are short non-coding RNA molecules that regulate gene expression post-transcriptionally. HPV infection exerts its effects on host cells by inducing cellular transformation through modulation of the activity of miRNAs that regulate gene expression. Additionally, miRNAs play a role in regulating cellular processes such as proliferation, apoptosis, metastasis, and cellular immune response, thereby influencing cancer development. Understanding the relationship between HPV infection, cervical cancer, and miRNAs will facilitate the development of diagnostic, prognostic, and therapeutic strategies. Our aim is to identify which patients with a history of persistent HPV infection will progress, and to establish a prognostic marker in this regard. The study included cases diagnosed with high-grade cervical intraepithelial neoplasia (HSIL) at the Department of Obstetrics and Gynecology, Pamukkale University Hospital, who had previously undergone treatment and were under follow-up. These cases were defined as the study group, and they were invited to participate in the study in chronological order during their routine follow-up visits. Among the 100 cases who agreed to participate in the study, they were evaluated in two separate groups: those who were HPV positive (the group with HPV persistence) and those whose HPV status turned negative (the group without HPV persistence). During routine gynecological examinations, cervical smear samples were obtained from consenting individuals, and miRNA levels (miR-125b-5p, miR-125a, miR-21-5p, miR-18a, mi-9- XIII 5p, miR-34c-3p, miR-182, miR-148b, miR-34a, miR-29a-5p, miR-375, miR-143-5p, miR-372) were analyzed from these specimens. The study aimed to investigate whether there were differences in miRNA levels between HSIL development and persistent HPV infection by analyzing miRNAs from cervical smear samples. Routine follow-up and necessary treatments of the cases were continued as usual, and no experimental invasive procedures or drug applications were performed on the patients as part of the study. In the study, there were 62 individuals in the group where HPV became negative and 38 individuals in the group where HPV persisted. In the evaluation of miRNA, an increase in expression was observed in miR-125a (p<0.001), miR-34c-3p (p=0.004), and miR-375 (p=0.023) in the group with persistent HPV compared to the group without persistence, while a decrease in expression was observed in miR-143-5p (p=0.027). There was no statistically significant difference in the expression values of other miRNAs. Correlation analysis between miRNA values and demographic data did not reveal a significant relationship. The role of miRNAs in cervical cancer is increasingly understood. A miRNA panel generated from significant miRNA values identified in patients with persistent HPV infection could be used alongside existing screening tests as a prognostic factor in patients with HPV persistence and may even guide treatment decisions. In light of the findings, miRNAs appear to have potential applications in processes such as early diagnosis, treatment, and prognosis prediction. However, more research and standardization are needed for miRNA-based diagnostic studies. Additionally, larger-scale studies involving more patients are required to differentiate miRNA levels in patients with HPV infection, dysplasia, and carcinoma development. |
Description: | Bu çalışma Pamukkale Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Biriminin 28/12/2022 tarih ve 2022TIPF032 nolu kararı ile desteklenmiştir | URI: | https://hdl.handle.net/11499/57164 |
Appears in Collections: | Tıp Fakültesi Tez Koleskiyonu |
Files in This Item:
File | Description | Size | Format | |
---|---|---|---|---|
Ayşenur Akkoç.pdf | 1.89 MB | Adobe PDF | View/Open |
CORE Recommender
Page view(s)
118
checked on Aug 24, 2024
Download(s)
106
checked on Aug 24, 2024
Google ScholarTM
Check
Items in GCRIS Repository are protected by copyright, with all rights reserved, unless otherwise indicated.