Please use this identifier to cite or link to this item: https://hdl.handle.net/11499/57374
Title: Opioid kullanım bozukluğu olan hastalarda derin transkranial menyetik stimülasyon tedavisinin etkinliği
Other Titles: Efficacy of deep transcranial magnetic stimulation therapy in patients with opioid use disorder
Authors: Güldaş, Soner
Advisors: Yücens, Bengü
Keywords: opioid
aşerme
transkranial
manyetik
stimülasyon
depresyon
anksiyete
Abstract: Opioid Kullanım Bozukluğu olan hastaların remisyon sürecinde dahi yaşadıkları ve uzun yıllar boyunca süregiden bir belirti olan aşerme, relapsların en sık nedenidir. Tedavinin en önemli ayağı ise relapsların önlenmesidir. Bu amaçla farmakolojik ve psikoterapötik tedaviler günümüzde uygulanmakta olup relapsların önlenmesi amacıyla yeni tedaviler geliştirilmektedir. Bir non-invaziv beyin uyarım yöntemi olan transkranial manyetik stimülasyon (TMS) tedavisi son zamanlarda bu amaçla geliştirilmeye çalışılan tedavilerden birisidir. Bu çalışmada Opioid Kullanım Bozukluğu olan hastaların aşerme düzeylerinin azaltılması amacıyla derin TMS(dTMS) tedavisi uygulanmıştır. Pamukkale Üniversitesi Psikiyatri, Alkol ve Madde Bağımlılığı Tedavi Merkezi (AMATEM) bölümünde, Opioid Kullanım Bozukluğu tanısı ile tedavi görmekte olan ve çalışmaya katılmayı kabul eden 55 hasta, 2 paralel gruba rastgele ayrılmıştır. Çift kör bir şekilde bir gruba aktif dTMS tedavisi uygulanırken, diğer gruba taklit TMS uygulanmıştır. Hastalar çalışmaya dahil oldukları süre boyunca arındırma döneminde başlanan buprenorfin/naloksan(BuN) idame tedavilerini kullanmaya devam etmiştir. Aktif gruptaki hastalara günde 2 seans, 2 hafta boyunca, haftada 5 gün toplam 20 seans sol dorsolateral prefrontal kortekse (DLPFK) çift konik bobin aracılığıyla dTMS tedavisi uygulanmıştır. Çalışmaya dahil edilen hastaların opioid aşerme düzeyleri hastalara uygulanan Opioid Aşerme Vizüel Analog Skala(OC-VAS) ölçeği ile klinik müdahaleden önce, klinik müdahalenin 1. haftasında, klinik müdahale bitimi olan 2. haftada ve klinik müdahale sonrası 1. ay ve 2.ayda değerlendirilmiştir. Hastaların depresyon, anksiyete ve dürtüsellik düzeyleriHamilton Anksiyete Değerlendirme Ölçeği (HADÖ), Hamilton Depresyon Değerlendirme Ölçeği (HDDÖ), Barratt Dürtüsellik Ölçeği (BIS-11) kullanılarak uygulanan klinik müdahaleden önce, klinik müdahale bitimi olan 2. haftada ve klinik müdahale sonrası 2. ayda değerlendirilmiştir. Çalışma boyunca Pamukkale Üniversitesi Psikiyatri, AMATEM bölümünde tedavisini ve takibini sürdürmekte olan ve idrarda uyuşturucu testi veren hastaların idrarda opiat metaboliti sonuçları da incelenmiştir. Çalışmanın sonunda aktif gruptan 9 hasta, plasebo gruptan 7 hasta XII çalışmadan ayrılmıştır. Aktif TMS alan ve uygulanan klinik müdahaleyi tamamlayan 21 hasta ile taklit TMS alan 18 hasta ile çalışma sonlandırılmıştır. Çalışmaya dahil edilen ve klinik müdaheleyi tamamlayan hastaların tedaviden önceki, tedavinin sonundaki ve 2 aylık takip sonrasındaki aşerme seviyeleri, depresyon, anksiyete ve dürtüsellik düzeyleri değerlendirildiğinde hem aktif hem de taklit gruptaki hastaların tedavi öncesindeki aşerme, depresyon, anksiyete ve dürtüsellik düzeylerine göre tedavi sonundaki ve 2. aydaki aşerme, depresyon, anksiyete ve dürtüsellik düzeylerinin hem aktif ve taklit TMS gruplarında anlamlı olarak daha düşük olduğu ancak aktif ve taklit TMS gruplar arasında aşerme, depresyon, anksiyete ve dürtüsellik düzeylerindeki azalma miktarının istatistiksel olarak anlamlı bir fark göstermediği saptanmıştır. Çalışmanın diğer aşamasında çalışmaya dahil edilen hastalarda opioidin yanı sıra esrar, kokain, amfetamin gibi diğer maddeleri de ayda birden daha sık kullanan hastalar dışlanıp sadece opioid kullanan hastaların verileri analiz edilmiştir. Sadece opioid kullanan hastalardan 13’ü aktif dTMS, 11’i ise taklit TMS almıştır. Bu alt grubun verileri analiz edildiğinde aktif dTMS alan gruptaki hastaların tedavi öncesine göre 2. ayın sonuna kadar olan süreçteki aşerme puanlarındaki düşmenin taklit TMS grubundaki hastalara göre anlamlı farklılık gösterdiği saptanmıştır. Opioid kullanım bozukluğu olan hastalarda dTMS tedavisi henüz yeterince çalışılmamış bir alan olup bu çalışma opioid kullanım bozukluğu olan hastalarda çift konik bobin ile dTMS tedavisinin etkinliğini araştıran ilk çalışma olup bu tedavi yönteminin etkinliğinin belirlenebilmesi için daha fazla çalışmaya ihtiyaç bulunmaktadır.
Craving, a symptom that patients with Opioid Use Disorder experience even during remission and persists for many years, is the most common cause of relapses. The most important pillar of treatment is the prevention of relapses. For this purpose, pharmacologic and psychotherapeutic treatments are already in use and new treatments are being developed to prevent relapses. Transcranial magnetic stimulation (TMS), a non-invasive brain stimulation method, is one of the treatments that have recently been developed for this purpose. In this study, deep TMS (dTMS) treatment was applied to reduce the craving levels of patients with Opioid Use Disorder. In Pamukkale University Psychiatry, Alcohol and Substance Abuse Treatment Center (AMATEM), 55 patients with Opioid Use Disorder who agreed to participate in the study were randomly divided into 2 parallel groups. One group received active dTMS treatment in a double-blind manner, while the other group received sham TMS. Patients continued to use buprenorphine/naloxan (BuN) maintenance treatments started during the washout period during the study period. Patients in the active group received dTMS treatment via a double conical coil to the left dorsolateral prefrontal cortex (DLPFC) for 2 sessions per day, 5 days a week for 2 weeks, for a total of 20 sessions. The opioid craving levels of the patients included in the study were evaluated with the Opioid Craving Visual Analog Scale (OC-VAS) scale administered to the patients before clinical intervention, at the 1st week of clinical intervention, at the 2nd week after clinical intervention, and at the 1st and 2nd month after clinical intervention. Depression, anxiety and impulsivity levels of the patients were evaluated using Hamilton Anxiety Rating Scale (HADÖ), Hamilton Depression Rating Scale (HDRS), Barratt Impulsivity Scale (BIS-11) before the clinical intervention, at 2 weeks after the clinical intervention and at 2 months after the clinical intervention. Urinary opiate metabolite results of patients who were being treated and followed up in Pamukkale University Psychiatry, AMATEM department and who gave a urine drug test were also examined throughout the study. At the end of the study, 9 patients from the active group and 7 patients from the placebo group left the study. The study was terminated XIV with 21 patients who received active TMS and completed the clinical intervention and 18 patients who received sham TMS. When the craving levels, depression, anxiety and impulsivity levels of the patients who were included in the study and completed the clinical intervention before the treatment, at the end of the treatment and after 2 months of follow-up were evaluated, it was found that the craving, depression, anxiety and impulsivity levels at the end of the treatment and at 2 months were significantly lower in both active and sham TMS groups compared to the craving, depression, anxiety and impulsivity levels of the patients in both active and sham groups before the treatment. It was found that the levels of craving, depression, anxiety and impulsivity were significantly lower in both active and sham TMS groups, but the amount of decrease in craving, depression, anxiety and impulsivity levels between active and sham TMS groups did not show a statistically significant difference. In the other phase of the study, patients who used other substances such as cannabis, cocaine, amphetamine, etc. in addition to opioids more than one times a month were excluded and the data of only opiate users were analyzed. Among the patients who used only opiates, 13 received active dTMS and 11 received sham TMS. When the data of this subgroup were analyzed, it was found that the decrease in the craving scores of the patients in the active dTMS group until the end of the 2nd month compared to the pre-treatment period showed a significant difference compared to the patients in the sham TMS group. dTMS treatment in patients with opioid use disorder is a field that has not yet been sufficiently studied and this is the first study investigating the efficacy of dTMS treatment with double conical coil in patients with opioid use disorder and more studies are needed to determine the efficacy of this treatment method
Description: Bu çalışma Pamukkale Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimi’nin 18.10.2021 tarih ve 2021TPF006 nolu kararı ile desteklenmiştir.
URI: https://hdl.handle.net/11499/57374
Appears in Collections:Tıp Fakültesi Tez Koleskiyonu

Files in This Item:
File Description SizeFormat 
DR. SONER GÜLDAŞ.pdf3.58 MBAdobe PDFView/Open
Show full item record



CORE Recommender

Page view(s)

88
checked on Aug 24, 2024

Download(s)

132
checked on Aug 24, 2024

Google ScholarTM

Check





Items in GCRIS Repository are protected by copyright, with all rights reserved, unless otherwise indicated.