Please use this identifier to cite or link to this item: https://hdl.handle.net/11499/57753
Title: Santral retinal arter oklüzyonlarında maküla segmentasyonu ve retina damar çaplarının değerlendirilmesi
Other Titles: Evaluation of macular segmentation and retinal vessel diameters in central retinal artery occlusions
Authors: Akçaoğlu, Tahsin
Advisors: Pekel, Gökhan
Keywords: Santral Retinal Arter Oklüzyonu
Retinal Arter Tıkanıklığı
Maküla Segmentasyonu
Optik Koherens Tomografi
Central Retinal Artery Occlusion
Macular Segmentation
Optical Coherence Tomography
Abstract: Santral retinal arter oklüzyonu ani başlayan genellikle tek tarafı etkileyen kalıcı görme kaybına sebep olan ve acil tedavi gerektiren bir patolojidir. Santral retinal arter oklüzyonu kalıcı görme kaybına sebep olmasıyla önemli bir morbidite sebebidir. Ayrıca tıkanıklığa neden olan sistemik hastalıklar genellikle tüm vücut damarlarını etkilerler. Bu sebeple hastalığın tanısının konulamaması ve hastalıkla ilgili araştırmaların yapılmaması hastanın hayatını tehdit edebilecek durumlara yol açabilmektedir. Çalışmamız tek taraflı santral retinal arter oklüzyonu tanısı almış hastaların tanı anından başlamak üzere takiplerinde hastalığın maküla bölgesindeki retina tabakalarında, retina damar çaplarında, subfoveal ve peripapiller koroid kalınlıklarında oluşan değişimleri göstermeyi amaçlamaktadır. Pamukkale Üniversitesi Hastaneleri Göz Hastalıkları Polikliniği’ne gelen ve hastanemiz acil servisine başvurup tarafımıza konsülte edilen sonrasında tarafımızca takip ve tedavi edilen santral retinal arter oklüzyonu tanısı almış hastalar bu çalışmaya dahil edilmiştir. Hastaların tıbbi dosya kayıtlarından demografik verileri ve hastalıkla ilişkili verilerin (yaş, cinsiyet, sistemik hastalıkları, semptomları, başlangıç süresi, hangi gözün etkilendiği, travma geçirip geçirmediği) bilgisi alınmıştır.Tüm hastaların hastane bilgi sisteminde kayıtlı olan başlangıç muayenesinde düzeltilmiş en iyi görme keskinliği, göz içi basınçları, ön ve arka segment muayene bulguları, fundus fotoğrafları, OKT tetkik sonuçları dahil edilmiş olup çalışma süresini kapsayan vizitlerde yapılan muayene ve ölçüm kayıtları retrospektif olarak değerlendirilmiştir.Hastaların görme keskinlikleri önce Snellen eşeli ile ölçülmüş ve ardından istatistiksel analizler için logMAR’a dönüştürülmüştür. Çalışmamıza 35 hastanın 70 gözü alınmış olup kontrol grubu açısından hastalıktan etkilenmemiş olan diğer gözler kabul edilmiştir. Hastaların ortalama yaşı 70,03±12,48 yıl ve medyanı 71 yıldı. Hastaların göz tansiyonu ortalaması 12,86±3.32 mmHg ve medyanı 12 mmHg xi idi. Kadın ve erkek cinsiyet arasında anlamlı bir yaş farkı yoktu (p>0.05).Hastaların %40’ında DM, %74,3’ünde HT ve %42,9’unda da kardiyovasküler hastalık vardı. Hastaların görme keskinlikleri değerlendirildiğinde el hareketleri seviyesinde olan hastalar çoğunluktaydı. Çalışmanın başlangıcında ve sonunda ışık negatif hasta olmadı. Hastaların retinal arter çaplarının takiplerde inceldiği görüldü. Başlangıç retinal arter çapları 77,91±11,77 μm iken son kontrolde retinal arter çapları 70,74±15,12 μm olarak bulundu (p<0.05). Retinal ven çaplarında da incelme tespit edildi. Başlangıç retinal ven çapları 130,94±22,54 μm iken son kontrol ölçümlerinde 118,57±20,61 μm idi ve incelme anlamlı bulundu (p<0.05). Hastaların hiperbarik tedavi alıp almamasına göre başlangıç retinal arter çapları, son kontrol retinal arter çapları ve son kontrol retinal ven çapları anlamlı düzeyde farklılaşmadı (p>0,05). Hastaların santral maküla kalınlıkları tedaviden bağımsız olarak her iki grupta da incelme gösterdi. Başlangıç ölçümlerinde santral maküla kalınlığı 292,74±92,03 μm olarak bulunurken son vizitlerinde 169,97±39,24 μm olarak ölçüldü (p<0,05). Spectral-domain Optik Koherens Tomografi ile maküla segmentasyonu yapıldı. İç tabakalarda (RSLT ,ganglion hücre ,IPT ,INT) son kontrollerinde anlamlı atrofi bulguları ve incelme saptanmış olup diğer katmanlarda kısmı incelme olsa da oransal olarak iç retina katmanlarına göre daha azdı. Çalışmada ilk başta en çok kalınlık artışı olan ve sonrasında da en çok atrofiye giden tabaka RSLT olarak bulunmuştur. Başlangıç kalınlığı 40,09±26,86 μm son kalınlık ölçümü 12,51±4,99 μm olup anlamlı olarak incelme saptanmıştır (p<0.005). En az etkilenen tabaka fotoreseptör hücre tabakasıydı. Başlangıç ölçümü 24,60±7,30 μm olup son ölçümlerde 22,89±5,98 μm olarak tespit edildi ve anlamlı bir fark bulunamadı (p>0.05). Subfoveal koroidal kalınlıkta (SFKK) anlamlı incelme tespit edildi. Başlangıç SFKK 206,40±34,91 μm iken son kontrolde 178,86±28,28 μm olarak bulundu (p=0,009). Peripapiller koroidal kalınlıkta ise diğer parametrelerin aksine kalınlık artışı tespit edildi. Dört farklı kadrandan alınan ölçümlerde en kalın koroidal kalınlık nasalde en ince kalınlık ise inferior kadran olarak bulundu. Nasalden ölçülen peripapiller koroidal kalınlık ilk ölçümü 263,11±41,13 μm iken son ölçüm 278,37±41,15 μm olarak bulundu ve kalınlık artışı anlamlı kabul edildi (p<0.05). xii İnferior kadrandan alınan ölçümlerde başlangıcı 219,54±37,59 μm olup son ölçümde 246,34±48,24 μm olarak bulundu ve kalınlık artışı anlamlıydı (p<0,005). Sonuç olarak santral retinal arter oklüzyonu nadir görülen ancak önemli bir hastalık grubudur. Santral retinal arter oklüzyonunda oluşan iç retina katmanlarında olan incelme, retina damar çaplarında incelme ve peripapiller koroidal kalınlıkta meydana gelen kalınlaşma ortaya konulmuştur. Santral retinal arter oklüzyonuna sebep olan tıkanıklığın devamı retina üzerindeki değişimlere yol açan ana sebeptir. Çalışmaya oklüzyonun açılmadığı olgular dahil edilmiştir. Hiperbarik tedavi alan ve almayan grupta benzer morfolojik değişiklikler saptanmıştır.
Central retinal artery occlusion is a pathology that begins suddenly and causes permanent vision loss, usually affecting one side, and requires urgent treatment. Central retinal artery occlusion is an important cause of morbidity. Systemic diseases that cause obstruction usually affect all body vessels. For this reason, failure to diagnose the disease and failure to conduct research on the disease may lead to life-threatening situations for the patient. Our study aims to show the changes starting from the moment of diagnosis in the retinal layers in the macular region of the disease, retinal vessel diameters, subfoveal and peripapillary choroidal thicknesses during the follow-up of patients diagnosed with unilateral central retinal artery occlusion. Patients diagnosed with central retinal artery occlusion, who came to Pamukkale University Hospitals Ophthalmology Polyclinic, applied to our hospital's emergency department, were consulted by us, and were subsequently followed up and treated by us, were included in this study. Demographic data and disease-related data (age, gender, systemic diseases, symptoms, onset time, which eye is affected, whether they have been traumatized) were obtained from the patients medical file records. Best-corrected visual acuity, intraocular pressures, anterior and posterior segment examination findings, fundus photographs, and OCT examination results were included in the initial examination of all patients recorded in the hospital information system, and the examination and measurement records made during the visits covering the study period were evaluated retrospectively. The visual acuity of the patients was first measured with the Snellen chart and then converted to logMAR for statistical analysis. 70 eyes of 35 patients were included in our study, and the other eyes that were not affected by the disease were accepted as the control group. The mean age of the patients was 70.03±12.48 years and the median was 71 years. The mean eye pressure of the patients was 12.86±3.32 xiv mmHg and the median was 12 mmHg. There was no significant age difference between male and female genders (p>0.05). 40% of the patients had DM, 74.3% had HT and 42.9% had cardiovascular disease. When the visual acuity of the patients was evaluated, the majority of them were at the level of hand movements. There were no light-negative patients at the beginning and end of the study. It was observed that the retinal artery diameters of the patients became thinner during follow-up. While the initial retinal artery diameters were 77.91±11.77 μm, the retinal artery diameters were found to be 70.74±15.12 μm at the last follow-up (p<0.05). A thinning was also detected in retinal vein diameters. While the initial retinal vein diameter was 130.94±22.54 μm, it was 118.57±20.61 μm in the last control measurements and the thinning was found to be significant (p<0.05). Initial retinal artery diameters, final control retinal artery diameters and final control retinal vein diameters did not differ significantly depending on whether the patients received hyperbaric treatment or not (p>0.05). The central macular thickness of the patients showed thinning in both groups, regardless of treatment. While the central macular thickness was found to be 292.74±92.03 μm at baseline measurements, it was measured as 169.97±39.24 μm at the last visit (p<0.05). Macular segmentation was performed with Spectral-domain Optical Coherence Tomography. Significant atrophy findings and thinning were detected in the inner layers (RNFL, ganglion cell, IPL, INL) at the last follow-up, and although there was partial thinning in the other layers, it was proportionally less than the inner retina layers. In the study, it was found that the layer with the greatest thickness increase at first and then atrophy the most was the RNFL. The initial thickness was 40.09±26.86 μm and the final thickness measurement was 12.51±4.99 μm and a significant thinning was detected (p<0.005). The least affected layer was the photoreceptor cell layer. The initial measurement was 24.60±7.30 μm, and in the final measurements it was found to be 22.89±5.98 μm, and no significant difference was found (p>0.05). Significant thinning in subfoveal choroidal thickness (SFCT) was detected. While the initial SFCT was 206.40±34.91 μm, it was found to be 178.86±28.28 μm at the last follow-up (p=0.009). Contrary to other parameters, an increase in peripapillary xv choroidal thickness was detected. In measurements taken from four different quadrants, the thickest choroidal thickness was found to be in the nasal quadrant and the thinnest thickness was found to be in the inferior quadrant.While the first nasal measurement of peripapillary choroidal thickness measured was 263.11±41.13 μm, the last measurement was 278.37±41.15 μm and the increase in thickness was considered significant (p<0.05). In the measurements taken from the inferior quadrant, the beginning was 219.54±37.59 μm and the last measurement was 246.34±48.24 μm and the increase in thickness was significant (p<0.005). As a result, central retinal artery occlusion is a rare but important disease group due to its consequences. The thinning of the inner retinal layers, thinning of the retinal vessel diameters and thickening of the peripapillary choroidal thickness due to central retinal artery occlusion have been revealed. The continuation of the blockage that causes central retinal artery occlusion is the main reason that causes changes on the retina. Cases in which the occlusion was not opened were included in the study. Similar morphological changes were detected in the groups that received and did not receive hyperbaric treatment.
URI: https://hdl.handle.net/11499/57753
Appears in Collections:Tıp Fakültesi Tez Koleskiyonu

Files in This Item:
File Description SizeFormat 
tahsin_akcaoglu_tez.pdf2.8 MBAdobe PDFView/Open
Show full item record



CORE Recommender

Google ScholarTM

Check





Items in GCRIS Repository are protected by copyright, with all rights reserved, unless otherwise indicated.