Please use this identifier to cite or link to this item:
https://hdl.handle.net/11499/58151
Title: | Meme kitlelerinin tanısında superb mikrovasküler görüntüleme (SMI) ile kontrastlı dinamik manyetik rezonans görüntüleme’nin (MRG) karşılaştırılması | Other Titles: | Comparison of superb microvascular imaging (SMI) and contrast-enhanced dynamic magnetic resonance imaging (MRI) in the diagnosis of breast masses | Authors: | Yitik, Ahmet Yasin | Advisors: | Akkoyunlu, Nuran Sabir | Keywords: | Superb mikrovasküler görüntüleme meme kanseri dinamik kontrastlı meme MRG ultrasonografi meme görüntülemesi Superb microvascular imaging breast cancer dynamic contrast-enhanced breast MRI ultrasonography breast imaging breast imaging |
Abstract: | Çalışmamız prospektif ve kesitsel özellikte olup amacımız meme kitlelerinin tanısında histopatolojik sonuçlar temel alınarak superb mikrovasküler görüntüleme (SMG) ile dinamik kontrastlı meme manyetik rezonans görüntüleme (MRG) yöntemlerinin tanısal doğruluklarını karşılaştırmak ve SMG’nin meme lezyonlarının tanısındaki başarısını değerlendirmektir.
Üniversitemizin etik kurulundan onay alındıktan sonra, Nisan 2022 ile Mart 2024 tarihleri arasında Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine meme kitlesi şikayetiyle başvuran hastalara gri skala ultrasonografi, SMG, ve dinamik kontrastlı meme MRG yöntemleri yapıldı. Hastalara öncelikle gri skala ultrasonografi (USG) ve SMG metotları uygulandı. Ertesi gün hastalara dinamik kontrastlı meme MRG tetkiki yapıldı. Superb Mikrovasküler Görüntüleme tetkiki sırasında tüm lezyonu kapsayacak şekilde serbest ROI (ilgilenilen alan) çizilerek cihaz tarafından otomatik olarak vasküler indeks (VI) ölçümleri yapıldı. Ölçümler 5 yıllık uzmanlık öğrencisi tarafından yapılıp PACS’a (Picture Archive Communicating Systems) gönderildi. Her lezyondan en az üçer defa ölçüm yapılıp en uygun olan 3 ölçümün ortalaması çalışmaya dahil edildi. Meme MRG ve gri skala USG tetkikleri kendi BI-RADS sınıflamasına göre 25 yıllık meme radyolojisinde tecrübeli radyolog ve 5 yıllık radyoloji uzmanlık öğrencisi ile konsensus eşliğinde değerlendirildi. Tüm bulgular histopatolojik tanı sonuçları ile karşılaştırıldı.
Çalışmaya 110 hasta (16-80 yaş, ortalama 47,67±13,57 yıl) ve 112 lezyon dahil edilmiştir. Histopatolojik olarak 62 lezyon benign, 50 lezyon ise malign olarak sonuçlandı. Gri skala ultrasonografik incelemede, malign kitlelerin %58’i düzensiz şekilli, %98’i düzensiz kenarlı, %86’sı dik yerleşimli, %96’sı hipoekojen ekopaternde ve %64’ünün akustik gölgelenmesinin olduğu saptanmıştır. Benign lezyonların %90,3 ü oval-yuvarlak şekilli, %56’sı düzgün kenar yapısında, %77,4’ü yatay yerleşimli, %54,8’i hipoekojen paternde olduğu ve %90,3’ünün akustik gölgelenmesinin olmadığı görüldü. Ultrasonografik incelemede %86 duyarlılık, %64,38 özgüllük ve %70,5 doğruluk oranları elde edilmiştir. Superb Mikrovasküler Görüntüleme ile ölçülen VI değerleri, malign kitlelerde belirgin şekilde yüksek bulunmuştur (p<0.001). VI kesim değeri 4.15 kabul edildiğinde duyarlılık, özgüllük, pozitif öngörü değeri (PÖD), negatif öngörü değeri (NÖD) ve doğruluk değerleri sırasıyla %92, %60, %64.8, %90.2, %74 olarak hesaplandı. Ayrıca VI değerleri ile USG’de lezyonun morfolojik özelliklerinden lezyon kenar yapısı, oryantasyonu, ekojenitesi ve akustik gölgelenmenin varlığı arasında da anlamlı ilişki saptandı (p<0.05). Vasküler indeks değeri ile lezyon şekli arasında ise istatistiksel olarak anlamlı ilişki saptanmadı (p>0.05). Lezyon boyutu ile serbest olarak çizilen ROI arasında da pozitif yönlü yüksek derecede istatistiksel olarak anlamlı ilişki bulundu (p<0.001). Çalışmamızda gri skala USG’de BI-RADS 4a olarak raporlanan lezyonlardan VI kesim değerinin (4.15) altındakilerin hepsinin histopatoloji tanı sonuçları benign olarak sonuçlandı.Dinamik kontrastlı meme MRG incelemesinde, malign lezyonların %76’sı düzensiz şekilli, %62’sinin spiküle kenarlı olduğu, %88’inin heterojen kontrastlandığı ve %64’ünün tip 3 kontrastlanma kinetik eğrisine sahip olduğu görüldü. Benign lezyonların ise %46.8’sinin yuvarlak şekilli, %80.6’sının düzgün kenar yapısına sahip, %77.4’ünün homojen kontrastlandığı ve %74.2’sinin tip 1 kontrastlanma kinetik eğrisine sahip olduğu görüldü. Manyetik Rezonans Görüntüleme incelemesinde ise duyalılığı %98, özgüllüğü %80.65, PÖD’i %80.3, NÖD’i %98 ve doğruluğu %88.39 hesaplandı. Vasküler indeks değerleri ile MRG kontrastlanma kinetik eğri tipleri arasında anlamlı korelasyon gösterildi (p<0.001). MRG incelemesi sırasında kontrastlanma izlenmeyen 4 lezyonun 3’ünde SMG’de akım saptandı.Sonuç olarak, SMG tekniği ile elde edilen VI parametresinin gri skala ultrasonografi ve dinamik MRG bulguları ile değerlendirilmesinin, meme kitlelerinin benign/malign ayrımında faydalı olabileceği gösterilmiştir. Our study is prospective and cross-sectional, aimed at comparing the diagnostic accuracy of superb microvascular imaging (SMI) and dynamic contrast-enhanced breast magnetic resonance imaging (MRI) in diagnosing breast masses based on histopathological results, and evaluating the effectiveness of SMI in diagnosing breast lesions.After obtaining approval from the ethics committee, patients presenting with complaints of breast masses at Pamukkale University Medical Faculty Hospital between April 2022 and March 2024 underwent gray-scale ultrasonography, SMI, and dynamic contrast-enhanced breast MRI. Initially, gray-scale ultrasonography (USG) and SMI methods were applied to the patients. The next day, dynamic contrast-enhanced breast MRI was performed. During the Superb microvascular imaging procedure, free ROI (region of interest) was drawn to encompass the entire lesion, and vascular index (VI) measurements were automatically performed by the device. The measurements were conducted by a 5-year radiology resident and sent to PACS (Picture Archive Communicating Systems). At least three measurements were taken from each lesion, and the average of the three most suitable measurements was included in the study. Breast MRI and gray-scale ultrasonographic examinations were evaluated according to their BI-RADS classification by a consensus between a radiologist with 25 years of experience in breast radiology and a 5-year radiology resident. All findings were compared with histopathological diagnosis results.The study included 110 patients (aged 16-80 years, mean 47.67±13.57 years) and 112 lesions. Histopathologically, 62 lesions were benign, and 50 lesions were malignant. In gray-scale ultrasonographic examination, 58% of malignant masses had irregular shapes, 98% had irregular margins, 86% were not parallel oriented, 96% had a hypoechoic, and 64% had acoustic shadowing. Among benign lesions, 90.3% were oval-round shaped, 56% had circumscribed margins, 77.4% were parallel oriented, 54.8% had a hypoechoic, and 90.3% had no acoustic shadowing. The ultrasonographic examination achieved a sensitivity of 86%, a specificity of 64.38%, and an accuracy rate of 70.5%. The VI values were significantly higher in malignant masses (p<0.001). When the VI cut-off value was accepted as 4.15, the sensitivity, specificity, positive predictive value (PPV), negative predictive value (NPV), and accuracy were calculated as 92%, 60%, 64.8%, 90.2%, and 74%, respectively. Additionally, a significant relationship was found between VI values and the morphological characteristics of the lesion in USG, including margin characteristics, orientation, echogenicity, and presence of acoustic shadowing (p<0.05). However, no statistically significant relationship was found between the VI value and lesion shape (p>0.05). A high degree of statistically significant positive correlation was also found between lesion size and the freely drawn ROI (p<0.001). In our study, all lesions reported as BI-RADS 4a in gray-scale USG with VI values below the cut-off (4.15) were benign according to histopathological diagnosis.In dynamic contrast-enhanced breast MRI examination, 76% of malignant lesions had irregular shapes, 62% had spiculated margins, 88% showed heterogeneous contrast enhancement, and 64% had type 3 contrast enhancement kinetic curves. Among benign lesions, 46.8% were oval-round shaped, 80.6% had circumscribed margins, 77.4% showed homogeneous contrast enhancement, and 74.2% had type 1 contrast enhancement kinetic curves. The sensitivity, specificity, PPV, NPV, and accuracy of the MRI examination were calculated as 98%, 80.65%, 80.3%, 98%, and 88.39%, respectively. A significant correlation was found between VI values and MRI contrast enhancement kinetic curve types (p<0.001). In three of the four lesions with no contrast enhancement observed in MRI, flow was detected in SMI.In conclusion, the evaluation of the VI parameter obtained by the SMI technique alongside gray-scale ultrasonography and dynamic MRI findings has been shown to be beneficial in distinguishing benign from malignant breast masses. |
URI: | https://hdl.handle.net/11499/58151 |
Appears in Collections: | Tıp Fakültesi Tez Koleskiyonu |
Files in This Item:
File | Description | Size | Format | |
---|---|---|---|---|
04.09.2024_Ahmet_TEZ_CD.pdf | 2.57 MB | Adobe PDF | View/Open |
CORE Recommender
Items in GCRIS Repository are protected by copyright, with all rights reserved, unless otherwise indicated.