Please use this identifier to cite or link to this item:
https://hdl.handle.net/11499/58185
Title: | Prostat kanseri olgularında kanser dokusu paraben düzeylerinin belirlenmesi | Authors: | Yaz, Yunus | Advisors: | Çelen, Sinan | Keywords: | Prostat Kanseri Paraben Prostat Adenokarsinomu 1-Fenoksi-2-Propanol 2-Fenoksietanol Metilparaben Etilparaben Prostate Cancer Paraben Prostate Adenocarcinoma 1-Phenoxy-2-Propanol Methylparaben Ethylparaben |
Abstract: | Parabenler gıda, kozmetik, temizlik ürünlerinde daha yoğun olacak şekilde çevremizde sıklıkla bulunmaktadır. Ve parabenler çevrede kalıcıdır ve maruziyetin ardından vücut içinde birikebilir Çalışmamızda prostat kanserli olguların prostat dokularındaki paraben miktarları ölçülerek; parabenin prostat kanseri ile ilişkisinin araştırılması amaçlanmıştır.
Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Kliniği'nde prostat kanseri ve benign prostat obstrüksiyonu nedeniyle cerrahi tedavi uygulanan erkek hastalar çalışmaya dahil edilmiştir. Katılımcıların demografik verileri ve kişisel öyküleri kaydedilmiştir. Hasta grubundan prostattaki tümörü dokusu radikal prostektomi ameliyatı sırasında hastanun doku örneklerinden alınmıştır. Tüm numuneler yüksek performanslı sıvı kromatografisi yöntemiyle analiz edilmiştir. Elde edilen demografik veriler ve analiz sonuçları istatistiksel olarak değerlendirilmiştir.
Hastaların yaş, boy, ağırlık ve VKİ'leri gruplara göre benzerdi. Grup I'deki hastaların VKİ'leri (28,29) Grup II'deki (25,73) hastalardan daha yüksek olsa da istatistiksel olarak anlamlı değildi. VKİ sınıflaması ve çocuk sahibi olma durumu açısından gruplar arasında anlamlı fark yoktu. Hastaların %80'inin Gleason skoru 7, %20'sinin ise 9'dur. Bu bulgular kanserin agresif olduğunu ve ilerlemesinin hızlı olduğunu göstermektedir. Grup I'deki hastaların %60'ı yüksek riskli, %35'i orta riskli bir mesleğe sahipti. Paraben içeren ürünlerden sabun, şampuan ve parfüme maruz kalma durumu ile gruplar arasında anlamlı fark bulunmadı. Diyabet, hipertansiyon, hiperlipidemi ve diğer kanser türleri açısından da gruplar arasında anlamlı fark yoktur. Grup I hastalarının metilparaben ve etilparaben seviyelerinin Grup II'ye göre daha yüksek olduğu görüldü. Her iki grupta da 1-fenoksi-2-propanol, izobutilparaben ve benzilparaben tespit edilmedi.
Sonuç olarak, prostat kanseri olan hastalar ile benign prostat hiperplazisi olan hastalar arasında demografik özellikler ve paraben maruziyeti açısından belirgin bir fark olmadığını göstermekle birlikte prostat kanseri olan hastaların metilparaben ve etilparaben seviyelerinin benign prostat hiperplazisi olan hastalara göre daha yüksek olduğu görülmüştür. Parabenlerin prostat kanseri riskini nasıl etkileyebileceğini daha
iyi anlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır. Bu araştırmalar, daha geniş hasta gruplarını içermeli ve paraben maruziyetinin farklı ölçütlerini ve prostat kanseri riskini etkileyebilecek diğer faktörleri hesaba katmalıdır. Parabens are often found in our environment to be more concentrated in food, cosmetics, cleaning products. Parabens are persistent in the environment and can accumulate in the body after exposure. In our study, by measuring the amounts of parabens in the prostate tissues of cases with prostate cancer; it was aimed to investigate the relationship of parabens with prostate cancer. Male patients who underwent surgical treatment for prostate cancer and benign prostatic obstruction at the Urology Clinic of Pamukkale University Faculty of Medicine were included in the study. Demographic data and personal histories of the participants were recorded. From the patient group, the tumor tissue in the prostate was taken from the patient's tissue samples during radical prostectomy surgery. All samples were analyzed by high performance liquid chromatography method. The demographic data obtained and the results of the analysis were evaluated statistically. The age, height, weight and BMI of the patients were similar according to the groups. Although the BMI of patients in Group I was higher (28.29) than patients in Group II (25.73), it was not statistically significant. There was no significant difference between the groups in terms of BMI classification and childbearing status. The Gleason score of 80% of patients is 7, and 20% of patients have a 9. These findings show that the cancer is aggressive and its progression is rapid. 60% of the patients in group I had a high-risk occupation and 35% had a medium-risk occupation. There was no significant difference between the exposure to soap, shampoo and perfume from Decongestant-containing products and the groups. There is also no significant difference between the groups in terms of diabetes, hypertension, hyperlipidemia and other types of cancer. It was found that the methylparaben and ethylparaben levels of Group I patients were higher than those of Group II. 1-phenoxy-2-propanol, isobutylparaben and benzylparaben were not detected in both groups. 1-phenoxy-2-propanol, isobutylparaben and benzylparaben were not detected in both groups. As a result, although there is no significant difference between patients with prostate cancer and patients with benign prostatic hyperplasia in terms of demographic characteristics and paraben exposure, it has been observed that patients with prostate cancer have higher methylparaben and ethylparaben levels than patients with benign prostatic hyperplasia. More research is needed to better understand how parabens may affect the risk of prostate cancer. These studies should include larger groups of patients and take into account different measures of paraben exposure and other factors that may affect the risk of prostate cancer. |
URI: | https://hdl.handle.net/11499/58185 |
Appears in Collections: | Tıp Fakültesi Tez Koleskiyonu |
Files in This Item:
File | Description | Size | Format | |
---|---|---|---|---|
Yunus Yaz Tez.pdf | 1.31 MB | Adobe PDF | View/Open |
CORE Recommender
Items in GCRIS Repository are protected by copyright, with all rights reserved, unless otherwise indicated.