Please use this identifier to cite or link to this item:
https://hdl.handle.net/11499/735
Title: | Birinci basamakta çalışan hekim, ebe ve hemşirelerin kadına yönelik aile içi şiddeti tanıma ve bildirim konusundaki tutum ve davranışları | Other Titles: | Attitudes and behaviors of the primary care physicians, midwives and nurses in the recognition and reporting of domestic violence against women | Authors: | Çatak, Ayşegül Taşkıran | Advisors: | Aysun Özşahin | Keywords: | Kadın Şiddet Tutum Bildirim Hekim Women Violence Attitude Report Physician |
Publisher: | Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi | Abstract: | Violence against women is increasing in the world and Turkey regardless of the religion, language, folk, level of education, age and culture day by day. In addition to being a social problem of violence, is a serious health problem within the context of public health. This research, to understand and uncover violence against women, the primary health care, information related to this issue and conducted to determine the attitudes and behavior regarding to notify a descriptive cross-sectional study. This descriptive study aims at determining the knowledge levels and attitudes of healthcare professionals who are the first to get confronted with female victims of violence. The study was conducted on 158 nurses, midwives, and 158 physicians of 50 primary healthcare centers in Pamukkale and Merkezefendi counties of Denizli. 266 of the 316 people in thetarget population of the study participated in the research. Data was gathered by means of two different questionnaire forms. In collecting data; ‘nurses and midwives depincting indications of violence directed at woman scale’ and containing the doctors, nurses and midwives attitude 22 questions related to violence directed at woman were used. Average age of participants is 42,6 ± 6,5 ( min- maks 26-62). 66,3 % of participants is woman. Respondents were 48,5% physician, 39,5% of midwives, nurses12%. 7,4% less than 5 years, 80,9% 6-25 years, 11,7% more than 26 years of the participants were working in primary healthcare centers. 91,3% of the study group had children. The research group has received an average of 19,3 ± 4.2 (max score 31) percentage points. Physical symptoms subscale score was 8,2 ± 1,9 (max score 13). Emotional symptoms subscale scores average was 11,1 (max score 13). 89.4% of the study group said that their had female patient applicant itself Domestic Violence For suffered during his career. when the research group of the violence women patient analyzed approaches; only about 22% of (52 people) said stating that examination and prepare a medical report, Some 18% (41 people) stated that alerted the police. The first steps in actual practice of physicians are to examine. In our research, only (43 people) one-third of the 124 physicians, stating that the reason to take applications domestic violence said stating that examination and prepare a medical report. The 65 % remaining part Although the applicants induced domestic violence but don’ t examination and prepare a medical report. We ask the medical personnel without notice, why has not prevented them from reporting; The highest rate of domestic violence even if they detect continue to implement the individual women living with violence. We ask the same question to the medical personnel who had female patient that during the application from non-violence health problems induced. And their said; According to almost all of the research group responses that they thought it was not important to their notice. The results indicated that healthcare professionals need knowledge regarding violence against women to be able to identify the signs since they had not received any relevant training and are partially sufficient when encountering a case of violence. Kadına yönelik şiddet; dinine, diline, ırkına, eğitim düzeyine, kültürüne ve yaşına bakmaksızın dünyada ve Türkiye’de gün geçtikçe artmaktadır. Sosyal bir problem olmasının yanı sıra, halk sağlığı kapsamında ciddi bir sağlık problemidir. Bu araştırma, kadına yönelik şiddeti anlama ve ortaya çıkarmada, önemli bir basamak olan birinci basamak sağlık çalışanlarının, bu konuyla ilgili bilgilerini ve bildirimde bulunma konusundaki tutum ve davranışlarını belirlemek amacıyla yapılmış, tanımlayıcı kesitsel bir çalışmadır. Çalışmanın evrenini Denizli, Pamukkale ve Merkezefendi ilçelerinde yer alan toplam 50 ASM ’ de çalışmakta olan 158 hekim ve 158 ebe-hemşire oluşturmuştur. Örneklem seçilmemiş olup, evrenin tamamı örnekleme dahil edilmiştir. Araştırmaya bu 50 ASM’ de çalışan 316 kişiden 266 kişi katılmıştır. Veri toplama aracı olarak araştırmacı tarafından literatürden yararlanılarak hazırlanan; sosyodemografik özellikleri sorgulayan 9 sayıda soru, tutum ve davranış belirlemeye yönelik ilave 13 soru olmak üzere 22 sorudan anket formu ve “Hemşire, Ebe ve Hekimlerin Kadına Yönelik Şiddet Belirtilerini Tanımalarına Yönelik Ölçek” kullanıldı. Çalışma grubunun yaş ortalaması 42,6 ± 6,5 ( min- maks 26-62)2’ di. Çalışma grubunun % 66,3’ ü kadındı. Araştırma kapsamındaki katılımcılardan % 48,5’ i hekim, % 39,5’ i ebe, % 12’ si hemşireydi. Katılımcıların % 7,4’ ü 5 yıldan daha az süredir, % 80,9’ u 6-25 yıl arası, % 11,7’ si 26 yıldan daha fazla süredir birinci basamakta çalışmaktaydı. Çalışma grubunun % 5,6’sı bekâr, % 89,1’i evli, % 0,8’inin eşi ölmüştü; % 4,5’si ise eşinden ayrılmıştı. Araştırma grubunun % 91,3’ ünün çocuğu vardı. Araştırma grubunun toplam ölçek puanlarına baktığımızda, ortalama 19,3 ± 4,2 puan puan alındığı görülmektedir ( maksimum puan 31). Fiziksel belirtiler alt ölçek puan ortalaması 8,2 ± 1,9 puan (maksimum puan 13). Duygusal belirtiler alt ölçek puanı ortalaması 11,1 puan ( maksimum puan 18). Bu puanlamaya göre “Hemşire, Ebe ve Hekimlerin Kadına Yönelik Şiddet Belirtilerini Tanımalarına Yönelik Ölçek” puan hesaplaması sonucunda bilgi düzeyleri “ kısmen yeterli “ olarak hesaplanmıştır. Toplam ölçek puanlarını hekim, hemşire ve ebeler arasında karşılaştırdığımızda anlamlı bir farklılık bulunmamıştır (p>0,005). Toplam ölçek puanları ile cinsiyetler arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır (p>0,005). Araştırma grubunun toplam ölçek puanları ile birinci basamaktaki çalışma süreleri arasında ki ilişki incelendiğinde gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmamıştır (p>0,05). Araştırma grubunun % 89,4’ ü meslek hayatı boyunca, aile içi şiddete uğradığı için kendisine başvuran kadın hastası olduğunu belirtti. Araştırma grubunun şiddete uğrayan kadın hastaya yaklaşımları incelendiğinde; sadece % 22 kadarı (52 kişi) muayene edip sağlık raporu hazırladığını belirtirken, % 18 civarı (41 kişi) ise 155’ i arayarak polise haber verdiğini belirtmiştir. Hekimlerin asıl uygulamadaki ilk adımları muayene etmektir. Araştırmamızda AİŞ nedenli başvuru aldığını belirten 124 hekimden ancak üçte biri (43 kişi) muayene edip sağlık raporu hazırladığını belirtmiştir. Geriye kalan % 65’ lik kısım AİŞ nedenli başvuru almasına rağmen muayene edip adli rapor hazırlamamıştır. AİŞ şikâyeti ile başvuran hastası olup, bildirimde bulunmayan sağlık personeline (164/237 kişi), kendilerini bildirimde bulunmaktan alıkoyan sebep /sebepleri sorduğumuzda; yarıdan fazlası (94/164 kişi) en yüksek oranda AİŞ’ i tespit etseler bile kadınların şiddet uygulayan bireyle birlikte yaşamaya devam etmesi nedeniyle bildirimde bulunmadıkları yanıtını vermişlerdir. Çalışma grubumuzdaki sağlık çalışanlarından; herhangi bir (şiddet dışı) sağlık sorunu nedeniyle başvuru sırasında, KYAİŞ belirtilerini tanıyarak; aile içi şiddetten şüphe duyduğunuz kadın hastanız oldu mu? ” sorusuna % 60’ dan fazla (165 kişi) kişi evet yanıtı vermiştir. Meslek hayatı boyunca, herhangi bir (şiddet dışı) sağlık sorunu ile gelip, aile içi şiddete uğradığından şüphe duyduğu hastasına karşı daha aktif bir davranışta bulunanların % 21,8’ i (36 kişi) muayene edip sağlık raporu hazırladığını, %12,7’ si (21 kişi) 155’ i arayarak polise haber verdiğini, % 23,6’ sı (39 kişi) müdürlüğe ya da TSM’ ye bildirdiğini belirtmişlerdir. Herhangi bir (şiddet dışı) sağlık sorunu nedenli başvurusu sırasında, KYAİŞ belirtilerini tanıyarak; AİŞ’ e uğradığından şüphe duyduğu hastası için bildirimde bulunmayanlara (122 kişi), kendilerini bildirimde bulunmaktan alıkoyan sebepler sorulmuştur. Buna göre hekim, ebe ve hemşirelerin neredeyse tamamı önemli olmadığını düşündükleri için bildirimde bulunmadıkları yanıtını vermişlerdir. |
URI: | https://hdl.handle.net/11499/735 |
Appears in Collections: | Tıp Fakültesi Tez Koleskiyonu |
Files in This Item:
File | Description | Size | Format | |
---|---|---|---|---|
Ayşegül Taşkıran Çatak.pdf | 3.15 MB | Adobe PDF | View/Open |
CORE Recommender
Page view(s)
418
checked on Aug 24, 2024
Download(s)
274
checked on Aug 24, 2024
Google ScholarTM
Check
Items in GCRIS Repository are protected by copyright, with all rights reserved, unless otherwise indicated.